Bardakta Mısır Patlaması ve Teknoloji Gerçeği

Her köşe başında görür olduk öyle değil mi? Eminim sevmeyen de yoktur, hele şöyle acısos ile ve domates çeşnisi ile hazırlanmışsa ımmmh deymeyin keyfime:))

Mısırı, beni tanıyanlar bilirler çok çok fazla severim. Hatta yaz geldi mi sağolsun dostlar "Sana mısır aldık hadi gel" derler.

Son yıllarda biraz korkarak yiyorum ama itiraf etmeliyim. Bundan 3 yıl önce bir eczacı tanıdığım ciddi şekilde mısırların genetiğiyle oynandığından bahsetmişti laf arasında. Nasıl yani! demiştim... Yani bu çok kötü bir haber ben ve benim gibi mısır sevenler için. Hatta o günden sonra sıklıkla kullandığım mısır yağından bile vazgeçmiştim. Mısırdan vazgeçemedim tabi ama pazarda satıcıların kendi bahçesinden getiriyor olmalarına dikkat eder oldum o günden sonra. Hani kendi halinde üreticiler belki hormon kullanmamışlardır, belki ellerindeki eski tohumlardan üretim yapmışlardır diye. Belki kendimi kandırdım orasını da bilmiyorum ya.. Hayırlısı...

İşte 3 yıl önceki bu konuşmamızdan sonra, şimdilerde her köşebaşında duran mısırcıları her gördüğümde düşünüyorum. Nedir bu bolluk? Hayırdır? Bana biraz garip geliyor, mısırın GDO durumunun açıklandığı sıralarda bir mısır patlamasıdır aldı başını gidiyor. Bazen diyorum bu işin içinde bir iş mi var diye. Bunlar kendi düşüncelerim ama elinde somut verileri olanlar varsa lütfen bizlerle paylaşsınlar, ben de meraktayım. Acaba bu mısır keyfi de, kene meselesi gibi birden patlayan ve ülkemizin elinde patlayan meselelerden biri olabilir mi? Yoksa artık milletçe senaryolar mı üretir olduk ne dersiniz?


Ve teknoloji çağında, teknolojinin getirdikleri...
Bildiğimiz şeyler ama görmediğimizden göz ardı ettiklerimizden...
Cep telefonu ve dalga yayan tüm cihazarın hayatımız üzerine  ( en çok da çocuklarımızın hayatları üzerine ) bir bomba gibi düşmesi.
Bu tehlikenin farkında değiliz, malesef tek başımıza da yapabileceğimiz bir durum yok ama hepimiz kişisel olarak örneğin wireless modemimizi işimiz bittiği anda kapatmayı alışkanlık haline getirir, telefonla konuşmak yerine sms ile işimizi halledebilirsek, zarardan en az yara ile kurtuluruz kanaatindeyim.
Üniversitede, yüksek frekans dersinde vaktimizi bol bol laboratuvarda geçirdik. Aslında anlamsız gibiydi deneyler. Şöyle ki, boş tüp geçitlerden bir ağ oluturduğunuzu düşünün. Tüneller gibi. Bazen o tünelin son kısmını sonlandırma elemanı ile kapatmazdık deney gereği. O zaman hocalarımız o tünelin açık olan kısmına deney boyunca bakmamamızı söylerlerdi. Ne komik! Birşey yoktu ki orada... Ama ne zaman ki ölçü aletlerini bağlardık, işte o zaman o tünelde nasıl bir dalga olduğunu görürdük. Düşünsenize, çıplak gözle bakarsanız gözlerinize bile zarar verebiliyor!!! Ama görünmeyen şey tehlike değildir öyle değil mi?

Aynen bunun gibi, etrafımız dalgalarla çevrili, tıpkı bir örümcek ağı gibi, heryanımıza dolanmış dalgalar. Yok edemeyiz, artık tüm dünya olarak bu geri dönüşü olmayan yola girdik ama en azından bireysel olarak hepimiz üstümüze düşeni yapabilirsek, en azından zararlarını en aza indirmiş olacağız. Bunu hem kendimize, hem çocuklarımıza, hem de tüm dünyaya borçluyuz, vazifeliyiz...

Lütfen;

Çocuklarımıza cep telefonu almayalım, 
Onları susturmak için de olsa elerine telefon vermeyelim
Kullanmadığımız sürece wireless modemimizi kapatalım
Telefonda uzun görüşmeler yapmayalım
SMS ile halledebiliyorsak, konuşmadan sms ile işimizi çözelim.

Teknolojiyi lehimize çevirelim...
Yararlarından yararlanalım, zararlarından korunalım...

8 yorum:

  1. hilalcim mısırı bende çok severim,

    artık ne yiyeceğimizi,nerden alacağımızı şaşırdım,keşke imkanlarımız olsa, şöyle bir bahçem olsa herşeyi yetiştirip oğluma yedirebilsem, ama olmuyor işte, o yüzden mümkün olduğunca doğalını seçmeye çalışıyorum ama nekadar başarabiliyorum odaa ayrı :)

    iyi haftalar

    YanıtlaSil
  2. Mısırı kim sevmez. Mevsimin buzmanlarında sapancada yan bahçeden doğaldoğal yiyoruz ama kışın Herdaim sadece İglo alırım ç Tadı ve dokusu diğerlerinden çok farklı ve gerçekten doğal:) sevgiler adaşım

    YanıtlaSil
  3. mısır ve mısırlı ürünler neredeyse çıktı hayatımızdan
    gerçekten sıkıntı yiyecek şeyler...
    bizim evde de herşey kablolu mümkünse cep telini de bırakmak istiyorum ama çevreyi nasıl konturoledeceğimizi bilmiyorum

    YanıtlaSil
  4. şekerim faydalı bilgilerin için çok teşekkür ederim.. mısır zaten doğaldır bunun yapay olanını nasıl üretirler acaba diye düşündüm bir an!!
    taze gibi olanlarında GDO olabilir bunun için bir kanıt yok! ancak aldıklarınızı labaratuvarda incellettireceksinizki anlayasınız..

    mısır kralı var bizim memlekette şekerim haberin yokmu :)

    YanıtlaSil
  5. mısır konusunda ben de temkinli davranıyorum Hilal
    avm lerde satılanı almıyorum , konserve ise belki ayda 1 kez, salatalara çok yakışıyor ama ne yapalım Betül'ün eline versem kaşıklayacak ama evde pek bulundurmamaya gayret ediyorum
    cep tel. de de durumlar aynı, Betül tel. istiyor hem de dokunmatik!ne kadar erteleyebilirim onu bilmiyorum. sevgiler

    YanıtlaSil
  6. yediğimiz herşeyde bişiyler çıkıyo napıcaz bilmem yakında korkudan şehirlerde kimse kalmayacak köylere göçler artacak büyük marketler yerine herkezin kendi bahçeleri alacak.çünkü bu gidişle güvenli ve sağlıklı yaşam namına bişiy kalmayacak.

    YanıtlaSil
  7. ellerinize sağlık bloğuma bu ara uğrayamıyorum fotoğraf makinamı eşim umreye giderken götürdü nasipse salı günü gelecek misafirlerimi savdıktan sonra inş. blogla ilgilenirim selamlar

    YanıtlaSil
  8. Dediğinde çok haklısın, karpuz yerine bile bal kabağı yiyoruz artık dikkat ederseniz, bıcakla zor kesiiyor ve sertse, bilin ki bal kabağına karpuz aşılıyorlar..

    YanıtlaSil