Annelik Atölye Çalışması



Anne Cafe Hilal Annelik Atölye Çalışması'nı başlatıp, biz okurlarından da yazmamızı istemiş. Ben yazarken de yazılanları okurken de çok keyif aldım. Sizler de yazar ve haber verirseniz okumaktan çok mutlu olurum.


Annelik yolculuğum bir film türü olsaydı, baştan sona duygusallığın, sevginin anlatıldığı bir aksiyon filmi olurdu:) Bol koşturmacalı ve bol aşklı bir film...

Anneliğim bir şarkı olsaydı, dingin bir göl kıyısında, kuş seslerinde dinlenebilecek yumuşak, naif bir fısıltı olurdu. Dinlendiren, derinleştiren, düşündüren ve büyüten bir şarkı...

Anneliğim bir ağaç türü olsaydı, çınar ağacı olurdu. Yıllar geçtikçe gürleşip büyüyen, devleşen, kökleşen bir çınar. Belk dünyaları kucaklayacak, sarıp sarmalayacak kadar güçlü bir çınar...

Annelik bir baharat olsaydı, kesinlikle tuz olurdu. Her daim ihtiyaç duyulan, her yemeğe tat veren tuz.

Anneliğimin bir kokusu olsaydı, taze biçilmiş çimen kokusu veya yağmur sonrası toprak kokusu veya yeni doğmuş bebekteki süt kokusu olurdu. Her üçü de diriliği, zindeliği ve tazeliği hatırlatır bana.

Anneliğim bir araba olsaydı, bir yolcu otobüsü olurdu. Zaman ve mekan tanımaksızın annelik denen olgunun içinde seyahat edebileceğim kocaman bir otobüs... Her gördüğüm yenilikte belki şaşkınlık, belki heyecan, belki mutluluk ve belki de hüznü yaşayabildiğim bir yolculuk. Her daim değişen durakta, beni dipdiri kılan, bana neşe ve heyecan verebilen bir yolculuk olurdu bu otobüsle yolculuğum.

Annelik konulu bir kolaj yapacak olursam şunları kullanırım: Bir anı defteri, henüz yeni doğmuş bebeğimin yeşil örtülere sarılmış ve benden bedenen ayrılmış olması nedeniyle ağladığı fotoğrafı ve süt pompası...

Anneliğimde en sevmediğim şeyler: Sabırsızlık yapabiliyorum zaman zaman. Oysa ki anneliğin bana öğrettiği TEK gerçek var. Herşey zamanla yoluna girecek, SABRET! Paniğe kapılma, zaman ver...

Sevdiğim şeyler: Anneliğin bana kendimi tanıtıyor olması. Hatta farklılaşıp annelikten sonra bir nevi evrim geçirdiğimi gösteriyor olması. Birinin benden öne geçmiş olması, herşeyde ilk olarak başka birini düşündürüyor olması.

Anneliğimde bana hiç faydası dokunmadığı halde tekrarladığım davranış: Zaman zaman telaşe kapılıyor olmam. Oysa ki durum ve zaman geçtiğinde, telaşe hiç gerek olmadığını her seferinde görüyor olsam da, giderek azalsa da tamamen bu durumu atlatabilmiş değilim :)

Anneliğim bir giysi olsaydı, iç çamaşırı olurdu. Üzerine her ne giyersen giy, içindeki aynı kalan çamaşır. Her daim mutlak surette giydiğimiz çamaşır. Ayrılmaz bütünümüz olan çamaşır...

anneliğe dair en güçlü inancım: Ana gibi yar olmaz!
       

5 yorum:

  1. Merhaba, ilk kez geliyorum bloguna ve bu annelik atolye calismasinda cok etkilendim. Izlemeye aldim hemen, guzel paylasimlarda bulusmayi umuyorum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Bayram Kombesi
    Ben de vesile işle bloğunuzu ziyaret ettim, gerçekten hoş bir bloğunuz var. bundan sonra da görüşmek üzere.

    YanıtlaSil
  3. eline ve kalbine sağlık, çok güzel yazmışsın hilal. kokuları özellikle çok sevdim. çimen kokusu, yağmur kokusu...

    YanıtlaSil
  4. Anne Cafe
    ben de sana aklına sağlık diyorum Hilal, sevgiyle kal

    YanıtlaSil
  5. Anneliği ne güzel tanımlamışsın. Gönlüne sağlık...

    YanıtlaSil