Şapkama Yapışan Anılar ve Meram Deresi



Bu kumaşı aldığımda neler vardı aklımda, şimdi ne oldu:) Kumaş, oğluma dikeceğim şapkalar için alındı bu yaz. Ha şimdi ha şimdi derken, kısmet olmadı. Aslına bakarsanız biraz da hayal kırıklığı girdi işin içine. Dikeceğim şapkanın hikayesi, 1,5 yaşındayken giydiğim ( hatırlamıyorum ama fotoğraflarım öyle söylüyor:)) mavi volanlı şirin şapkamın, oğlum tarafından kabul görmesi ve tam da 18 aylıkken onun da aynı şapkayı giymesiyle başladı. Gel zaman git zaman kumaşı aldım, çift taraflı kullanılabilir bir şapka hayali ile. Ve bir yaz günü, Meram Dere'nin kenarındaki kamelyalarda sohbet esnasındayken, aniden şapkasını çıkarıp rüzgara karşı savuruverdi minik kaşif. Yakalama çabalarım sırasında dereye uçma ve sırılsıklam olma olasılığı ağır basınca, fazlaca zorlamadım kendimi ve dere göletinde yunuslarla gezinti yapan çocuklar bile yakalayamadan o hızla derin sulara gömüldü gitti. Nasıl bir hayal kırıklığıydı anlatamam. O benim şapkamdı, tam 29,5 yıl öncesi benim giydiğim minik mavi şapka. Mavi deyince aklıma geldi, demek ki annemde de maviyi erkek giyer, pembeyi kız kaidesi yokmuş ki bana da ondan bulaşmış olmalı:)) 

Herneyse, buradan yetkililere sesleniyorum, sular çekildiğinde oradan bir şapka çıkacak. Kirli de olsa kabulümdür, haber verin ben alır paklarım onu. Anılarım düştü suya, var mı ötesi....:) "Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına gün doğardı" demişler ama , katılmıyorum. Eskilere çok rağbet ediyorum, belirteyim. Eski olan herşeyi de seviyorum. Üzerine yapışan anılarıyla birlikte... Zaten o anılar değil mi onları sevilen yapan...

Herşeyin bir hikayesi olduğu gibi, kumaşın hikayesi de bu işte. Şimdi bu kumaş sanki bana şapkamdan geriye kalan bir miras gibi... Bir nevi emanetçi...

Gelelim, şapka kumaşının önlüğe dönüşme hikayesine. Bir arkadaşımın özel önlük istemesiyle başladı herşey. Çift yönlü bir önlük yaptım ve arasını elyaf ile destekledim. Bu gördüğünüz saksı, anı zamanda cep görevi görecek şekilde tasarlandı. Çiçekler de keçeden yapıldı. Pasajda da yerini aldı...




İşte size iki hikaye birden, şapka gitti önlük geldi. 
Ne yapalım, gidene üzülmek yerine, kalanla sevinmeli galiba...
Ama yine de... 
O şapkanın dönüp dolaşıp beni bulmasını ümit edeceğim sanıyorum tüm ömrüm boyunca...

Sevgiyle...


8 yorum:

  1. çok güzel ve şık olmuş ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Tüh bee üzüldüm ama önlükte çok şık olmuş:))

    YanıtlaSil
  3. çok şirin bir önlük olmuş

    YanıtlaSil
  4. üzüldümi ya zira bende çok severim bu tarz anıları kaplayan eşyaları.. geçen köye gittiğimde sandıktan benim giydiğim tulumu çıkardı annem :) ah ah ne zaman dı kaç yıl oldu bilmiyorum hahahahaha :)

    YanıtlaSil
  5. Şapka olamasada güzel bir önlük olmuş mavi kumaş...

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Hilalciğim yazının resmini gorunce de okuyunca da cok guldum. ilki eş zamanlı mutfak önlüğü yaptığımız icin...şapkanı derenin sularında kaybetmene üzüldüm de o 29.5 yıllık kısmını cok sevimli anlatmış ve yetkililere seslenmişsin.. insallah bulunur belli mi olur belki aynısını yine yaparsın bir dahaki kere:))
    önlüğü iyi gnlerde kullan...

    YanıtlaSil
  7. üzüldüm...
    ama yadigarıda çok güzel olmuş ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  8. Çok beğendim, ellerine sağlık, ama şapkanın sulara gömülesine de üzüldüm, o kadar yıl sakladıktan sonra bak sen şu ufaklığın işine... Sağlık olsun umaarım oğlunun da o şakpayla fotoğrafları vardır gelecekte ona da hatıra kalsın diye... Sıcacık sevgiler...

    YanıtlaSil