"Katre-i Matem" , "Aşkın Gözyaşları" ve Bir İç Konuşma Üzerine

Katre-i Matem

Okumak için daha çok zaman, daha çok mekan istiyorum
Her kitap başka bir alemdir, başka bir dünyadır diyorum...

Bu sıralar işe giderken serviste, öğle tatillerinde, akşamları uykuya gitmeden önce elimden düşürmediğim kitabım "Katre-i Matem" bitmiştir...

Öncelikle büyük puntalarla belirteyim OKUNULASI bir kitap.
İskender Pala kitaplarına ayrı bir sevgim olmuştur zaten her zaman, ki "Babil'de ölüm İstanbul'da aşk" en vazgeçilmez kitaplarım arasındadır.

Kitabın kısaca öyküsü şu:

İskender Pala, bir gün bir müzayedede, belki de hiç aklında yokken bir el yazması eser alıyor ve başlıyor okumaya.
Kitapta bir ölümden, bir cinayetten bahsediliyor.*
İşte "Katre-i Matem"i de bu el yazması eser ışığında yazıyor.

Yeni evlenen bir çift, birbirlerini deliler gibi seviyorlar ve evlendikleri gecenin sabahında erkek uyandığında kızın öldürülmüş olduğunu görüyor!!!

Ve başlıyor aramaya, katil kim? Neden? Nasıl? 
Derken işte bu kitap ortaya çıkıyor...

Daha fazla anlatmayacağım, iç içe geçen olaylar, çok güzel bir anlatım.

Ama itiraf etmeliyim, ilk 50 sayfayı okuyup da tam birşey anlamayınca bıraksam mı demiştim.
İyi ki bırakmamışım.

İskender Pala'ya Not:
Sonu biraz havada kaldı gibi, ne dersiniz :)

AŞKIN GÖZYAŞLARI
Gerçi ben bu aralar her başladığım kitaba aynı muameleyi gösteriyorum:)
Bu kitaptan önce "Aşkın Gözyaşları - Tebrizli Şems"i okuyordum.
45 sayfa sonrasında, bu kitap nasıl "çok okunanlar" arasına girmiş diye düşünüp kitabı okumayı bırakmıştım. 
Çünkü çocukluğumuzdan bu yana dinleyerek büyüdüğümüz Şems-Mevlana konuşmaları ve buluşmalarını anlatıyor gibi gelmişti
Bir nevi bilgi tekrarı gibi görmüştüm.
Ardımdan kardeşim kitabı okudu, tam da dedi ki 50. sayfadan sonra çok çok heyecanlandı!? :)
E ben de hemen kitabı bitirmeye karar verdim :)

Aldım bakalım elime yeniden, bitireceğim bu kez kararlıyım.
Onu da yazarım sizlere kısmet olursa.
Bahar gelsin size taze taze Şems-i Tebrizi türbesinden fotoğraflar çeker, bir de onu anlatan yazı yazarım bakarsınız.
Nasıl güzel olur değil mi...

Haydi kalın sağlıcakla...

* Dipnot: 

Defne Joy - yani bir İNSAN - vefat etti, konuşulanlar ayyuka çıktı da aldı başını gidiyor. Yok yazmayım dedim ama kendime de söz dinletemedim. Ne kadar alışmışız eleştirmeye, ne kadar alışmışız yargılamaya, arkadan konuşup verip veriştirmeye. Magazine... 
Bırakın bunları lütfen.
Bir insan yöresini değiştirmiş, artık söylediklerinize cevap veremez, kendini savunamaz.
Kaldı ki, ayıp örtücü olmak ne büyük meziyettir, eğer ki böyle birşey söz konusu bile olsa...
Bırakın eleştirmeyi lütfen.
Ölüm son noktadır. Ne yargılamaya, ne cezalandırmaya hakkınız yok.
Nasıl ölmüşse ölmüş, nedir bu merak anlamıyorum. 
Mevzu bahis "ölüm" dür, nasıl olduğu bizi ilgilendirmez.
BHırakın ne düşüneceğine ailesi, tanıyanları sessizce karar versinler.
Belki bir kez bile görmediğimiz bir İNSAN adına ne çok konuşuyoruz...
Aynısı kısa bir süre önce Kıvırcık Ali'ye de olmamış mıydı? 
Anlayamıyorum...
Eleştiri ve yargı makinesine dönüşmüşüz de farkında değiliz!!!

Ne diyor Mevlana Hazretleri Yedi Öğüdünde:
"AYIPLARI ÖRTMEDE GECE GİBİ OL"
"HOŞGÖRÜLÜLÜKTE DENİZ GİBİ OL"

İnsana insan olduğunu hissettirecek kadar saygılı davranabildiğimiz bir dünya düşlüyorum....

Sevgiyle kalın...

4 yorum:

  1. Şah ve Sultan'ı yeni bitirdm ve şuan Katre-i Matem'in ilk sayfalarndaym.Zamanlama olarak ters oldu biraz yenidn eskiye gidiyorm :)eğer okumadıysanz Şah ve Sultan'da bir solukta bitirebileceğinz içinde dinin,aşkın,ihanetin bulunduğu harika bir eser..

    YanıtlaSil
  2. Hilal cim Katre i matem i bende çok severek okudum.İskender Pala konusunda hemfikiriz:)Aşkın gözyaşlarını bende aldım ,yarılardayım.Onu yarıda bırakıp Ahmet ümit in İstanbul hatırasını okudum.Dün gece bitti,sayfamdan yazarım görüşlerimi :)Şimdi Şah sultan var sırada.
    Şems Tebriz i Hazretlerine açıkçası bu kitapları okuduktan sonra daha farklı bakmaya başladım.Daha doğrusu önceden gereğince önemsemediğimi farkettim.Aşk olsun,Bab ı esrar olsun farklı bir bakış açısısağladı bana.Aşkın gözyaşlarında henüz bitirmediğim için yorum yapamam ama anladığım kadarıyla o daha bir farklı bakış açısı geliştiriyor.Akıcılığı diğerleri gibi de değil,belki bende ondan yarım bırakmışımdır:)Bir de Limon ağacı olmuştu elimde sürüklenen,mübarek bitmek bilmedi kitap:))))


    Diğer konuya gelince,başka hayatlar her zaman ilgi çekici oluyor galiba :))Allah rahmet etsin.

    YanıtlaSil
  3. alkışlıyorum seni başkada birşey demiyorum!!!!!!!!!!

    YanıtlaSil
  4. limon ağacı benim elimde de süründü süründü, şu an yerini bile bilmiyorum, doğrusu çevirirken kıymışlar kitaba, düzgün bir çeviri olsa çok daha güzel olurdu, ki zaten akabinde farklı bir tercümanla yeni baskıları çıktı, ama benim keyfim kaçtı bir kere :) kocaman sevgiler :)

    YanıtlaSil