Piyasadaki Kahveler Hakkında ( Öneriyorum/Önermiyorum )

Çayla hiç aram yok. 
Ben tam bir kahve severim.
Her sabah güne kahve ile başlarım mutlaka.
Kahvemi de kendim yaparım; kahve ve krema ( süt ) oranı istediğim gibi olmalı.
Çok seçiciyim kısacası kahve konusunda.

Dışardaysam, kahve içmem gerekiyorsa mutlaka kahve otomatlarını tercih ederim. 
Onlar bir nebze olsun düzgün kahve yapabiliyorlar.
Ama dışarda bir yerde oturup içeceksem kahvemi, önce soruyorum 3ü1arada mı kullanıyorsunuz diye.
Eğer öyleyse genelde maden suyu içiyorum, zira 3ü1aradalar bana göre kahve değil !
Bunun yanında, hakikaten güzel kahve yapan yerler de var, belki bir ara da onlardan bahsederim.
Bugün size denediğim, beğendiğim/beğenmediğim hazır kahvelerden - diğer tabiriyle 3ü1aradalardan - bahsedeceğim:


Öncelikle hemen belirteyim Bim'de satılan Vip Cappuccino'ya bayılıyorum. Hakikaten harika bir aroması var. Yalnız ben bunun sadece şekersz olanını denedim, şeker bence kahvenin tadını bozuyor. Yani size önerim şekersiz VİP CAPPUCCINOBurada şunu belirtmeliyim ki, cappuccino üzerindeki köpükte bazen ufak ufak çözünmemiş kahve geliyor ağzınıza ama bence bu bile tat veriyor. Benim hoşuma gidiyor yani. Bence sorun değil.


Bir de vip coffee var. yine şekersiz olanından bahsedeceğim çünkü şekerli olanlarının şeker oranı çok fazla. Heni ben tatlıyı da çok sevmeme rağmen kahvede şekeri yakıştıramıyorum. Vip Coffee de piyasada satılan, isim yapmış muadillerine göre gerçekten başarılı. Ama tabi harika diyemeyeceğim. Diğerlerine kıyasla iyi diyorum.



Cafe Crown, 2si1arada ve 3ü1arada olanları sevemedim. Bence nescafe tadı ile uzaktan yakından alakalı değil. Ve hatta en kötüsü kahveyi içip bitirdiğinizde, son yudumda ağzınıza kum gelir gibi. Böyl bütür bütür bişey yutup şaşırıyorsunuz.



Bu aromalı olanlardan bir tercih yapmam gerekirse fındıklı olanın şekersiz olanı tercihimdir. Ama onu da kahve niyetine değil de, farklı bir içecek gibi içmelisiniz. Dediğim gibi ben cafe crown da kahve tadı bulamıyorum.
Bu ise kafeinsiz kahve ( break )..
Tam anlamıyla - yani bir gıda için bunu demek istemezdim ama - iğrenç.
Ben daha ilk bardakta içemedim ve birkaç yudumdan sonra gidip döktüm.
Bir daha da asla!



Action yazan kahve evde var ama korkudan içemedim ne zamandır. Ginsengli diye yazınca, kararsız kaldım elim gitmedi. Kafeinsiz -break - faciasından sonra action ile yeni bir aksiyona yelken açmak istemedim. Ama bunu da en kısa sürede, cesaretimi toplayıp denemek ve buraya dipnot olarak görüşlerimi bildirmek istiyorum.

Light olana gelince, onu denemeyi hiç düşünmüyorum, light olan hiçbir ürünü yemek ve içmek istemiyorum çünkü :)


Sıra latte'de.
Latte aslında içinde biraz daha kahve aroması fazla olsaydı, içilebilir bir hal alabilirdi. 
Sanki içtiğim şey, kahve değildi de kremalı bir şerbetti.
Bunun hem şekersizi, hem de biraz daha bol kahvelisi olursa, eh işte bir nebze de olsa kahve isteğinizi karşılayabilir.
Evde kalan birkaç latte'yi içerken içine biraz kahve eklemeyi düşünüyorum.


Hani dışardaysanız, başka seçeneğiniz yoksa, canınız kahve istemişse Nescafe 2si1arada alın ve için derim.
3ü1arada için yine aynı yorumu yapıyorum, çok şekerli. Kahvenin tadından baskın bir şeker tadını beğenmiyorum.





Nescafe bol krema, kesinlikle tavsiye etmiyorum. Sadece krema içiyorsunuz sanki, kahvenin o sert tadından eser yok.
Nescafe bol kahve, bunu da tavsiye etmiyorum. Bunları içeceğinize klasik bir nescafe 2si1arada alıp için daha iyi.

Nescafe çikolata için, cafe crown break için yaptığım yorumun aynısını söylemek zorundayım. Malesef çok çok kötü, kesinlikle tavsiye etmem.

Şimdilik benden bu kadar, denediğim kahveleri paylaşmaya devam edeceğim.

Sevgiyle...

Ev Usulü Hamburger - Bulgurlu köfte ile


Bir hafta daha başlıyor, hepimiz için güzel ve verimli bir hafta olsun İnşaAllah. Ramazan'ın 1/3'ü bitmişken, nasıl gidiyor diye sorsam ne dersiniz? Eminim çoğunluk sıcaklardan bahsedecek. Açıkçası Konya'da alışık olmadığımız bir sıcak vardı geçen hafta. Bu haftaki tahminlere göre biraz serinleyecekmiş geçen haftaya nazaran, ama yine de bugün sımsıcak bir açılış yaptık haftaya:) 

Herneyse, işin bu yönüne bakmaktansa, Ramazan'ın bereketine, güzelliğine, getirdiklerine bakmak sanırım içimizi serinletecektir. Gelelim bugünkü tarifimiz. Evde köfte yapacakken, birden ekmek yerine düğü ile neden yapmıyorum dedim ve denemeye karar verdim. Düğüyü abartmadığınız sürece güzel oluyor. 

Malzemeler:

Yuvarlak ekmekler ( ben tam buğdaylı olanlardan kullandım )

Köfte malzemesi:
250 gr kıyma
yarım çay bardağından biraz az köftelik bulgur ( bizim tabirimizle düğü )
köftelik baharat
maydonoz
1 yumurta

Diğer Malzemeler: ( 3 hamburger için )

3 adet çarliston biber
3 adet kapya biber - kırmızı biber
3 küçük boy domates

Tuz




  • İlk olarak yarım çay bardağı düğüyü 1 çay bardağı kaynar suyun içinde güzelce demlendirin.
  • Diğer tarafta, köftelik kıymayı, baharatları, yumurtayı bir kaba alın. Demlenmiş düğüleri de biraz serinledikten sonra ekleyip güzelce bir yoğurun. En son maydonozu da ekleyin ve köfte karışımını tamamlayın.
  • Köfteleri avuç içi kadar büyüklükte - daha doğrusu elinizdeki ekmeğin içine sığacak şekilde - şekillendirin.
  • Teflon tavada, çok az yağda her iki tarafını da kızartın.
  • Aynı tavada, biberleri ve dilimlediğiniz domatesleri de kızartın. Domatesleri kızartırken üzerlerine biraz tuz atmayı unutmayın.
  • Tüm bu malzemeleri ekmeğin içine doldurup bir güzel yeyin:)




Köftelerin düğüsü çok olursa tadı tuzu yok gibi oluyor, hani köfte ekmeği yerine düğü koyduğunuzu farzedin ve o kadr düğü ekleyin.

Afiyetle...

Dipnot: 

Dilerseniz, normal köfte ile de yapabilirsiniz.


Dert Edindiklerimiz...

Umudumu gizli tuttum,
Derdi bir bardak suyla yuttum,
Kendi saçımı kendim okşasam da, mesuttum.
Islanmıştı gözlerimin altı,
Rüzgâra tuta tuta kuruttum. 


Kocasinan




Düşünen insanın hali başka olur.
Tefekkür bir boyut katar insana ki hatları daha keskin ve belirgin olur.
Derdinin yönünü iyi seçersen, katlanır büyürsün...
Yok olmayacak herşeyi dertlenirsen de erir, gömülürsün...

Diyeceğim o ki, dertlen...
Ama derdinin yönünü iyi seç...
Rüzgar ne taraftan eserse essin, sen yönünü iyi belirlersen doğru menzile götürür seni emin ol...
Herşeyi takma kafana, takılacak kadar önemli olanları da sonuna kadar tak...
İman ve Hakk aşkına..


Sevgiyle...

Kendi Söyler Kendi Güler...



Hatırlar mısınız, benim komedi bir babaannem var :)) Öyle sözleri var ki, atasözlerinni yanına eklenmeli bence:) hatta bir yerde toparlayıp bir kitap bile oluşturmayı düşünüyorum bu sözlerle:))

İşte onlardan biri:

"Kendi söyler kendi güler, o adamın sakarı
kendi söyler el güler, o adamın şekeri"

geçenlerde bu sözü bir gezi programındaki sunucu için söyledi.

Sonuna kadar katıldım bu söze.. Çok yaşa babanne:)


İncirli Yaz Tatlısı - Muhteşem Bir Tarif


Merhabalar;

Öncelikle Ramazan ayına eriştik,  istifade edebildiğimiz hayırlı bir Ramazan geçirebilmeyi diliyorum hepimize. Günler oldukça uzun, havalar da oldukça sıcak. Ama sabrını veriyor Rabb'im. İftarda eminim kimsenin gözü yemeklerde değil, su, meşrubat, ayranda :) 

Bugün sizinle paylaşacağım tarifi ben mayıs ayında denemiştim ama paylaşmak bugüne kısmetmiş. Ramazan'a çok uygun bir tarif olkduğunu düşündüğüm için de paylaşmaktan çekinmedim. Bu tatlıyı kardeşimin arkadaşı Nagihan'da yemiştim, sanırım şubat 2012 idi. Çok beğenmiştim, sütlü tatlıları her zaman severim zaten. Hemen Nagihan'dan tarifini aldım ve arkadaşlarmın geleceği bir gün denedim, çok şükür yiyenler memnuniyetlerini belirttiler. Şu sıcak günlerde, dolaptan çıkmış buz gibi sütlü bir tatlı, eminim sizlere de iyi gelecektir.


Keki için:

  • 3 yumurta
  • 1 bardak sıvıyağ
  • 1,25 bardak şeker
  • 1 bardak süt
  • 1 adet kabarta tozu
  • 1 adet vanilin
  • 1 bardak hafif haşlanmış ıspanak
  • Aldığı kadar un

Üst Malzemesi İçin:

  • 1 su bardağı kuru incir - küp küp doğranmış
  • 1 çay bardağı ceviz

Muhallebisi İçin:

  • 4 bardak süt
  • 2 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 2 yemek kaşığı un
  • 4 yemek kaşığı şeker
  • 1,5 yemek kaşığı tereyağ

Karamel Sosu İçin:

  • 1 çay bardağı şeker
  • 1 çay bardağı su
  • çeyrek limon 
Üzeri İçin:

  • Fıstık ve tarçınla süsleyebilirsiniz.

Yapılışı:

  • Klasik kek yapılışı gibi kekinizi hazırlayın. Dilerseniz pastaban da kullanabilirsiniz daha pratik olması gerekiyorsa. Pastaban kullanıyorsanız bir katını kullanın, kek yapacaksanız keki ortadan ikiye bölün ve diğer yarısını sonra kullanılmak üzere dondurucunuza atın.
  • Karamel malzemelerindeki şekeri çok kısık ateşte tencerede eritin. Eridiğinde üzerine suyu da ekleyin ve suyun kaynamasını bekleyin. Kaynadığında ise limonu sıkıp ocağı kapatın. 
  • Karamel sosun içine küp küp doğranmış incirleri ve iri taneler halinde dövülmüş cevizleri atın.
  • 1-2 dakika sonra ceviz ve incirleri bir delikli süzgeç yardımıyla alın ve daha önce kek yaptığınız kalıbın dibini hafifçe yağladıktan sonra bu malzemeyi kek kalıbına koyun. Sıra muhallebiyi pişirmekte...
  • Muhallebe malzemelerini - tereyağ hariç - tencereye alıp muhallebiyi pişirin. Ocağın altını kapatınca tereyağını muhallebiye ekleyin ve mikserle 1-2 dakika çırpın. Böylece çok daha güzel kıvamlı bir muhallebi olacaktır.
  • Muhallebiyi çırptıktan sonra hemen incirlerin üzerine dökün.
  • Pişirmiş olduğunuz keki de muhallebi sıcakken hemen üzerine kapatın. Kalan karamel sosunu da kekin tabanından her yanına gelecek şekilde azar azar kaşıkla dökün.
  • Bir gece buzdolabında bekledikten sonra ters çevirip dilimleyip servis edin.
Afiyetle...

Not: İncirler küp küp olduğunda keserken biraz zorladı beni. Bir daha yapacak olursam mutlaka rondodan geçiremeyi düşünüyorum.


Beli Kırık - Mış Adı, Kardeşim Öyle Söyledi :D


İki halam var, ikisi de - halam diye söylemiyorum  :) - çok marifetli insanlardır. Büyük olan harika dikiş diker, küçük olan ise aklınıza gelecek  herşeyi üretim aşamasına dökebilir. Bu mutfakta da, nakışta da, dikişte de böyledir. Üstelik öyle hoop al örneği aynısını yap değil, üretici bir kafası vardır küçük halamın. Evirir çevirir, süzgeçten geçirir, yeni yeni modeller, yeni yeni tarifler üretir. Sonra da hanımlar arasında onun modelleri, onun tarifleri yayılmaya başlar...

Neyse efendim, bu girişi yapmak gibi bir düşüncem yoktu aslında ama bir anda bu şekilde gelişti. Bu tarifi bana ilk anlatan halamdı çünkü. Sanırım o sıralar lisedeydim. Halamla vakit geçirmeyi hep çok sevmişimdir. Çok neşeli insandır, çok yardımseverdir. Kimin bir derdi olsa koşar yetişir. Namı diğer atom karınca. Aman bunları okuyunca bir de MaşaAllah deyin ki içim rahat etsin :) Hasılı kelam, o zamanlar halam bana bu yemeği anlatmıştı. Patlıcanları enlemesine keseceksin - koparmadan - sonra da içlerine köfte dolduracaksın. Bu kadarı kalmıştı aklımda. Ben bunu daha önce evde kabak varken denemiştim ve sizinle paylaşmıştım, işte burada...

Şimdi gelelim bu tarifin adına. Ben bunu yapıp annemler geldiği gün ikram etmiştim. Bizim urfatutkunu ise - malum adından da anlaşılacağı üzere - bir Urfa hayranı olarak bu yemeğin adının  -BeliKırık - olduğunu söyledi bana. Meğer Urfa'da çok sevilen bir yemekmiş. Sanırım bilerek ya da bilmeyerek o gün onu ziyadesiyle mutlu ettim ben :D

Şimdi hemen tarife geçiyorum: 

  • Kişi başına göre patlıcan - bu patlıcanlar orta boy olmalı, bir kişinin yiyebileceği kadar )
  • Yarım kilo kıymadan köfte - yapılışı aşağıda )
Köftenin tarifi:

  • Yarım kilo kıyma
  • kekik
  • kimyon
  • karabiber
  • pulbiber
  • 1 yumurta
  • taze maydonoz - yarım demet
  • taze soğan / 3-4 adet büyük
Tüm bu malzemeleri güzelce yoğurunKöftenin güzel olması, yoğurulması ile çok çok alakalı.

Gelelim yemeğin yapılışına:

  • Patlıcanları pijama deseni şeklinde soyun.
  • Enine 2 parmak kalınlığında olacak şekilde kesin ama son kısmını koparmadan bırakın.
  • Her bir araya hazırladığınız köfteden koyun ve borcama veya fırın tepsisine tüm patlıcanları yerleştirin.
  • Üzerine çok az zeytinyağı gezdirin.
  • Üzerine de alüminyum folyo kaplayın.
  • Fırında patlıcanlar pişene kadar 180 derecede pişirin. Süre tutmayı unuttum ben,o nedenle tam süre veremeyeceğim:)
Afiyetle...