Hamilelerle/Annelerle/Lohusalarla ve bilimum başka kişiyle "Konuşma Kılavuzu"

Yazasım var...
Bir kitap yazasım var hem de...
Bir zamanlar bir giriş yapmıştım hani, daha da yazasım var...
"Konuşmak" ile ilgili...
Hani konuşmak sanattır derler ya, hakikaten öyle.
Şu sıralar daha bir anlar oldum bu cümleyi...
Lafın 40 boğumdan geçerek, 40 kez düşünüp bir kez söylenmesi gerektiğini...
Hani hassas olduğum bir dönem mi diyeceğim ama, baktım nurturiadaki arkadaşların birçoğu hemfikir
Öyle ki herkesin böyle bir anısı olmuş hayatında, herkesin anatacakları var.
Bloğa yazayım da en azından bundan sonra en azından "hassas" dönemlerde ve "hassas" konularda düşünerek konuşsun insanlar.
Lafı uzatmadan, kılavuza maddeler eklemeye başlıyorum.
Sizler de eklemek istediklerinizi yorumlarda belirtirseniz, hemen yazıyı editleyip eklerim.



Hamileleri bunaltan cümleler:
  • Aa pek kilo almışsın!
  • İkinci için erken değil mi? wallahi büyük cesaret!
  • Aaa ikinci kız/erkek olsaymış bari.
  • Doğum yakın mı?
  • Pek pörsümüşsün 
  • Çok şişmişsin
  • Şimdi yine iyi, karnında usluca duruyor. Doğumdan sonra görecem ben seni
  • Kim bakacak? Çalışırken zor olmayacak mı?
  • Bence hamilelik arkasına yatıp duygusalım diyorsun, hiç öyle birşey olduğunu düşünmüyorum.
Anneleri/Lohusaları bunaltan cümleler:
  • Neden uyumuyor?
  • Çok zayıf değil mi?
  • Aaa daha konuşmadı mı?
  • Yürümeye de pek geç kalmış!
  • Dişleri bizimkinin çok erken çıkmıştı, gecikmiş sizinki
  • Yok, sen bu çocuğu besleyememişsin.
  • Ne kadar süre emzirdin?
  • Üşür bu çocuk, çorap giydir bence
  • Amann, ne olacak şeker/çikolata ver yesin. Bu kadar kasma kendini
  • İkinciyi düşünmüyor musunuz? arasını fazla açmayın zor olur birlikte büyüsünler işte.
  • Aaa kocaman çocuk hala emzik mi emiyor?
  • Sütün gelmedi/yeterli değil heralde, aç bu çocuk
  • Normal mi, sezeryan mi?
  • Hala geceleri biberondan süt mi içiyor, cık cık cık olacak iş değil.
  • Çok yüz vermişsiniz siz buna
  • Edit:
  • Oğlun yok mu?
  • Sütün yaramıyor heralde
  • Kendını besleme cocugu yedır bır lokma kalmış
 Biz konuşan bir milletiz, sürekli konuşuyoruz. Nerde ve kiminle olduğumuza bakmadan ahkam kesiyor, kendimizi alim sanıyoruz. Keşke konuştuğumuzun yarısı kadar düşünsek, idrak ederek konuşsak. Karşımızdakinin yerine kendimizi koysak önce.

Ha ben özetle şöyle diyeyim size:

Düşünerek konuşun
İncitmeden konuşun
Kendinizi o kişinin yerine koyarak konuşun
Kısacası...

Ya hayır söyleyin, ya da SUSUN


NOT:

Aslında çok kapsamlı yazılacak şeyler var:

Sınava girenlere... Kaç puan aldın?
Bekarlara..... Ne zaman evleneceksin?
Yeni evlilere... Çocuk var mı?
Tek çocuğu olanlara?... İkinciyi düşünmüyor musunuz?

bla bla bla...

Bu şarkı burada bitmez :))


Çalışanların Dikkatine, Yıllık izin ile ilgili bir ayrıntı


9 yıllık çalışma hayatım olmasına rağmen, henüz çok yeni öğrenmiş olduğum bir ayrıntıyı sizlerle paylaşmalıyım. Zira çok önemli bir konu çalışanlar için. Öncelikle yıllık izin sürelerini belirtmeliyim:

  • Çalışma süresi 1-5 yıl olanlar ( 5. yıl da dahil )............14 gün
  • Çalışma süresi 5 yıldan fazla, 15 yıldan az ise..............20 gün
  • 15 yıldan fazla ise - 15. yıl da dahil - .........................26 gün
Bunun yanında sizlere bahsetmek istediğim konu şu:
Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara talepte bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz yol izni vermek zorundadır.

Bence bu çok güzel bir hak, haklarımızdan haberdar olmamız temennisiyle...

Buradan alıntıdır...

Çocuklara Ramazan Nasıl Anlatılır?


Ramazan başından beri aradığım şeyi işte şimdi buldum. Çocuklara Ramazan nasıl anlatılır, nasıl sevdirilir diye düşünürken kendimce Karagöz - Hacivat fotoğrafları vs derken birşeyler anlatıyordum. Ancak bugün bulduğum kaynak, "işte bu" dememe vesile oldu. Ev okulum severek takip ettiğim bir blog, sağolsun o paylaşmış. Bu güzel kartı siz de indirmek isterseniz buyrun buraya...

İftar Programındaki Harika Yorum



Bu harika yorumu dinlemenizi istiyorum.

En sevdiğim iftar programı, TRT1'de Serdar Tuncer'in sunduğu program. Bir de Kontv'nin iftar programı var tabi onu unutmamak gerekir, M. Engin Noyan'ın programı. Geçenlerde Serdar Tuncer'in programını islerken, Kadir Çöpdemir'den harika bir yorum geldi sema üzerine.

Ona aynen katıldığımı belirterek izlemenizi rica ediyorum...


Köfteli Bayat Ekmek Tiriti


Geçen hafta sonu sevgili Süheyla kardeşimle iftar etmenin sevincini yaşarken, bir yandan da blog konusunda eleştirilerini aldım ondan. 'Son zamanlarda ne zaman açsam hep aynı, yeni şeyler eklemiyorsun' dedi. Haklı, hem de çok. Bir yandan işyerinde iki denetimimizin birden birer hafta ara ile yapılacak olması - ki ilki bu perşembe - diğer yandan Ramazan'ın verdiği o tatlı telaşlar ve tüm bunlardan da etkili olan hal aramıza katılacak minik yavrunun bana vermiş olduğu blog miskinliği:) Kendimde bir miskinlik olmasa da, ilk yavrumda da aynı blog miskinliğini yaşamıştım, her nedense bilemiyorum. 

Hasılı kelam, Süheyla sağolsun bana bir gaflet tokmağı sallayıp gitti iyi de etti:) Arşivde  bekleyenleri yavaş yavaş eklemeli diye düşündüm. Bu süre içinde yapıp ettiklerimi paylaşmalıyım dedim.

Bugün size vereceğim tarif hem çok pratik hem de evde biriken bayatlamış ekmekleri değerlendirmek için harika bir öneri. tirit dediğime bakmayın, adını ben uydurdum:) Konya tiriti ile uzaktan yakından alakası olmadığı gibi, tek benzerliği bayat ekmekle yapılmasıdır :)


Bayat ekmeklerinizi fotoğraftaki gibi küp küp doğradıktan sonra yufka mantısında anlattığım tüm adımları izleyin. İkisinin tek farkı birinin köftesi yufkanın içinde, siğerinin köftesi üzerinde. Bunun dışında neredeyse hiç farkları yok diyebilirim. O nedenle uzun uzadıya burada tarifi yazmıyorum ve size şimdiden afiyet olsun diyorum:)

Somali'de Üç Aç Türk

Sevgili Banu'nun kardeşi Fuat ve aynı gemide bulunan toplam 3 Türk vatandaşı, 11 ay önce Somali'li korsanlar tarafından alıkonuldular. Gemielrine el konulduğu gibi, aileleriyle tamamen irtibatları kesildi. Korsanlar yüklüce bir para istiyorlardı ve zaten gemi sahibi firma iflas ettiği için de paraları ödenmedi. İşte tam 11 aydır ailelerinin hasret kaldığı bu üç vatandaşımız, hala o gemide beklemekteler:( Aslına bakarsanız ne haldeler orası da meçhul. 

Banu birkaç gün önce "Somali'de Üç Aç Türk" isimli yeni bir blog açtı. Dilekçe başlıklı yazıya bakıp lütfen sizler de destek olun. Bu insanların bu işkenceden kurtulmaları için elimizden gelen birer dilekçe ise, lütfen esigemeyelim.

Dilerim, bir an önce kurtulurlar...

 

Kırışık Börek


Ramazan geldi hoşgeldi. Havalar da 2 gündür serinledi. Konya'da iki gündür ikindi zamanı yağmur yağıyor. Hele salı günü nasıl bir yağmur vardı anlatmak zor. Hani tabir yerindeyse bardaktan boşanır gibi. Ortalık tam da ikindi vakti serinliyor ne güzel öyle değil mi? Çok şükretmeli çok. Bu arada bu sene Senai Demirci yerine Engin Noyan Konya'dan iftar programı yapıyor. İki sene üst üste Senai Demirci'yi konuk etmiştik. 


Bu sene Engin Noyan'ı konuk ediyoruz. Üstelik evime sadece birkaç dakika uzaklıktaki Selçuklu Belediyesi'nin bahçesinden yayın yapılıyor. Henüz gidemedim ama bir gün gidip göreceğim :) Sizler de izlemek isterseniz uydudan da yayını olan Kon Tv'den programı izleyebilirsiniz.

Gelelim bugünki tarifimize. Hem çok pratik hem de çok lezzetli bir börek bu. Az malzeme ile çok lezzet diye de özetleyebiliriz :) Hemen tarife geçiyorum:

Malzemeler:

3 yaprak yufka 
2 kaşık yoğurt
yarım bardak süt
1 şişe maden suyu
1 yumurta
Yeterince peynir ve maydonoz

Üzeri için: 
1 yumurta sarısı
1/4 çay bardağı zeytinyağı


Yoğurt süt, maden suyu ve yumurtayı güzelce çırpın.
Peyniri çatalla ezinve maydonozu ince ince kıyarak karıştırın. İç malzemesi hazır.



Yufkanın birini serin. İç malzemesini her yerine eşit şekilde yayın.


Yufkanın iki tarafını içe doğru katlayın ve katlanmamış diğer kenardan büzdürmeye başlayın.


Fotoğraftaki gibi büzdürülen yufkaları, yağlanmış fırın tepsisine veya borcama yerleştirin. Kenarları eğer uzun gelirse kesip diğer sıraya koyabilirsiniz.


HAzırladığınız sıvıyı tamamen bu böreğin üzerine dökün ve 10 dk kadar bekletip 180 derece frına verin. Alt kısmının pişmesi özellikle önemli. Üst kısmına pişmesine yakın  yumurta sarısı ve zeytinyağı karışımını sürün. 

Not: Piştikten sonra fırını kapatıp 10 dk dinlendirin. Sonra fırından çıkarıp soğumasına yakın kesip servis yapın.

Afiyetle.

Dekoratif Yastıklar


Biraz polar, biraz keçe ile işte dekoratif yastıklar. Oğlumun isminin harflerini yazdım ve en sevdiği araçları da iliştirdim. Araba, uçak, çimento kamyonu gibi :) Turuncu - krem odasına yakıştı. Ayrıntılı görmek isterseniz her bir yastığın görüntüsü aşağıda. Bir süredir birbirimizi unuttuğumuz dikiş makinamla da barışmış olduk :)






Sevgiyle kalın...

Gerçek Bir Belgesel: HUMAN PLANET


Rahatlıkla söyleyebilirim ki ben hayatımda böyle belgesel izlemedim. 
Belgesel değil, adeta gerçek hayatları çekmişler ki o nedenle bu kadar etkileyici.
Human Planet'ten bahsediyorum. BBC'nin Discovery Channnel ile birlikte yaptığı 8 bölümlük harika belgeseller dizisi.

Bölüm 1 - Okyanuslar 
Bölüm 2 - Çöller 
Bölüm 3 - Kutuplar 
Bölüm 4 - Ormanlar 
Bölüm 5 - Dağlar 
Bölüm 6 - Otlaklar 
Bölüm 7 - Nehirler 
Bölüm 8 - Şehirler 

Dün akşam, kanalları gezerken NTV'de kutuplar belgeseline denk geldim. Kanalı çevirmek ne mümkün. Ba-yıl-dım... Hiç bu kadar etkilenmemiştim. Oradaki insanların hayatı, kısa tabiriyle hayatta kalma mücadelesi. Ne görüntülerdi onlar.. Anlatmak zor...

İlk 2 bölümü kaçımış olsam da, bundan sonra pazar geceleri nasipse 21'de NTV'ye kilitleniyorum. Size de tavsiye ediyorum.

Bu arada belitmeden geçmek haksızlık olur, belgeselin imdb notu: 9,2 / 10 

Buyrun burası da belgeseli çekenlerin bloğu:
http://www.humanplanetblog.com/