...:::Dokuları Tanımak:::...


Uzun zamandır aklımda olan bir işi daha bitirmiş olmanın hafifliği var bugün üzerimde. Nasıl birşey yapmalıyım diye Düşünürken, elime geçen hammaddelerle sonunda bu işi de tamamlayıp, Yapılacaklar defterimdeki bir haneyi daha silebildim. Farklı Dokular, farklı Kumaşlar buldukça genişleyebilecek bir çalışma ...










Ve işte kitabın kapağı (HT 2010)


Malzemeler:

İçinde kalın sayfalar bulunan bir ajanda
yapışkanlı kağıt
yapıştırıcı
değişik dokularda kumaşlar

Her sayfanın ortasına öncelikle kumaşı yapıştırdım. Ardından Sayfaların ölçüsüne göre hazırladığım şablonla yapışkanlı kağıtları kestim. Ve sayfalara yapıştırdım. Yapışkanlı kağıtların ortasınıdan kestiğim kısımları ise papatya şeklinde kesip her sayfaya yapıştırdım.


Beşamel Soslu Makarna


Hem pratik, hem doyurucu bir lezzet. Makarnanın pasta hali diyorum ben :) peyniri, makarnayı ve pastayı sevenler için :)

Malzemeler:
Yarım paket makarna
Tuz
Sıvıyağ
Beyaz Peynir
Kaşar Peynir
Sıvıyağ

Beşamel Sos İçin:
2 bardak süt
2 kaşık un
2 kaşık tereyağ
Biraz tuz

Makarnayı yeterince suda ( tuz ve yağ ile ) haşlayın. Haşlandıktan sonra süzün ve biraz sıvıyağ ile harmanlayın. Diğer tarafta beşamel sos için tereyağını eritin ve unu da içine koyarak hafifçe kavurun. Kavurma işleminden sonra tuzunu eklerip sütü yavaş yavaş ilave edin. Sütü ilave ederken çırpma teliyle çırpın ki pütür kalmasın. Sos hazırlandıktan sonra makarnanın içine beyaz peynir karıştırın. isterseniz makarnayı ikiye bölüp peyniri ortasına da koyabilirsiniz. En son beşamel sosu da döküp, makarnayı fırına verin. Çıkarmanıza yakın üzerine kaşar peyniri rendesi ekleyin ve peynir eridikten sonra fırından çıkarıp afyetle yeyin.

Not: Sakın benim gibi, şunu da yapayım bunu da yapayım derken makarnayı çıkarmakta gecikmeyin:) Neyse ki fazlaca gecikmedim:)

Vişne İle Renklendirilmiş Ayva Tatlısı


Ayvalar ne kadar da dayanıklı oluyor MaşaAllah:) Sanırım bu ayvalar bizim eve geleli 2 ay oldu :) Bir kere ayva çok dayanıklı bir eyve, ayrıca bunlar babannemin komşusundan geldi. Yani hormonsuz, doğal yöntemlerle yetiştirilmiş meyveler. Belki de bu nedenle bu kadar dayandılar bilemiyorum. Herneyse, her hafta sonu ayva tatlısına niyetlenen ben, sonunda zincirlerimi kırdım ve tatlıyı yapabildim. İlk denememdi, tarifi oktay ustadan almış olmama rağmen çoğu zaman olduğu gibi kendime göre evirip çevirdim:) üzerinin sosunu ise tamamen kendim türettim. Tarifte kaymak vardı, ben hafif olması için bu sosu yaptım. Aslında krem şanti de bir alternatif ama malum hem çok ağır, hem de içinde ne var acaba düşüncelerindeyim bu aralar. O nedenle de kullanmak istemedim. Ayrıca gıda boyası yerine vişne suyu kullandım. Ayva çekirdekleri de yardımıma koştular bu konuda:)

Malzemeler:
5 adet ayva
1,5 su bardağı vişne konservesi ( yarım bardak vişne + 1 bardak vişne suyu )
5 kaşık şeker
3 adet karanfil
yeterince su

Üzeri için:
8 kaşık dövülmüş ceviz
1 su bardağı süt
yarım kaşık un
1,5 çay kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı salep
2 tatlı kaşığı şeker

ayvaları ortadan ikiye bölüp, çekirdeklerini çıkarın. Çekirdekleri de pişirirken kullanacağız o nedenle atmayın. ayvaların dışını soyup pişirmeden önce mutlaka yıkayın. Bir tencereye ayvaları koyup üzerine 1 bardak vişne suyunu ve yarım bardak suyu ilave edin. 3 adet karanfili de tencereye koyun. ayvaların üzerine şeker döküp pişmesi için ocağa alın. Ayvalar piştikten sonra borcama alın. suyundan da istediğiniz ölçüde ekleyin. üzerine vişneleri ( orjinal tarifte elma vardı ) ve cevizi de ekleyin. Dilerseniz tarçın da atabilirsiniz ama ben üzerinin sosunda kullandığım için eklemedim. bu şekilde üzerine yağlı kağıt örterek fırına verin. 180 derece fırında 10 dakika yeterli. Ayvaları fırından çıkarın, ılımaya bırakıp diğer yandan sosu hazırlamak için tüm malzemeleri karıştırıp pişirin. ikisi de ılık hale geldikten sonra afiyetle yeyin:)



...:::Akşamüstü Sevinci:::...



10 gündür neredeyse her gün her sabah evden çıkarken ve eve girerken posta kutumuzu kontrol ediyordum. Sevgili arkadaşım fındıkkurdubetül'ün annesinden bir posta bekliyordum çünkü. Kendi el emeği, göz nuru ile hazırladığı bu kartı bekliyordum işte. Sonunda, dün akşam eve gittiğimde buldum bu güzel zarfı posta kutumuzda. Daha yukarı çıkamadan asansörde açtım hemen. Bu güzel el emeği için kendisine çok teşekkür ediyorum. Harika bir hatıramız oldu..

Sunshine Blog Ödülü ve Dostluk Fermanı



Çok sevgili dostum öylesinesadece sağolsun bu ödülü bana layık görmüş. doğrusu ödülden öteye - Dostluk Fermanı - kısmına takıldım ben. Rabb'im dostluğumuzu daim etsin diyorum. Şu an yudumladığım kahvemi karşılıklı içseydik diyerek bu ödülü sevgili blog dostum yapraksarma ablama veriyorum.

Yoğurtlu Havuç Salatası


Bir zamanlar hiç mi hiç salata yemeyen ben:) Artık çok çok severek yiyorum. Hatta ayz gelsin diye bekliyorum bir yaz salatası ol domates, bol salatalık, bol limon ve közlenmiş biber.. Immmhh.. Bu salatayı nasıl yaptım derseniz:

Malzemeler:
4 büyük boy havuç
2 diş sarımsak
biraz tuz
zeytinyağı
Yeterince yoğurt
Dilerseniz mayonez

Biraz zeytinyağı ile havuçları tavada soteleyin. Havuçlar kendini salmaya başlayınca ocağın altını kapatın. Yeterince yoğurt içine 2 sarımsağı ezip karıştırın. Biraz da tuz koyun ve havuçlar ılıyınca yoğurt ile karıştırın. Dilerseniz mayonez de ekleyebilirsiniz..

Afiyet olsun

Oktay Usta Konya'da










Merhaba arkadaşlar.




10.01.2009 tarihinde sevilen aşçımız Oktay Aymelek Konya'daydı. Çalışan Bayanlar Derneği'nin açmış olduğu Pusula kafenin açılışı için gelen Oktay Usta, daha sonra Bera Oteldeki yemek yarışmasına katıldı. çok güzel bir etkinlik oldu. kendisi hakikaten programında da gördüğümüzz gibi sıcak kanlı bir insan. programda Konya yemekleri yarışması da oldu. bu yarışmaya annemin bir arkadaşı da katıldı. işte onun yaptığı muhteşem tatlı: SAÇ ARASI










bunun dışında Oktay usta ile bazı yarışmalar yapıldı. ben de bu yarışmalardan birine katıldım. katıldığım yarışma limondan fare yapma yarışmasıydı. izleyenler birinciyi seçemediler. hakikaten her üçümüzün de faresi başarılı olmuştu çünkü




işte bu da benim yaptığım fare:












bu arada bu fotoğrafları çeken sevgili kardeşlerim Süheyla'ya ve Aslıhan'a çok çok teşekkürler ediyorum. Oktay ustayla benim fotoğrafımı çekecekken farkında olmadan kamera modundayken fotoğraf çekmeye çalışan sevili kardeşim Süheyla... olsun fotoğraf olmasa da video da çok hoş olmuş. bu tür şeyler hep güzel anılar olarak kalıyor belleğimizde öyle değil mi ?

Not: Bir aksaklıktan dolayı zamanında yayunlayamadığım yazımı ancak şimdi ekleyebildim.

Kakaolu Puding - Nişastalı


canınız puding istiyorsa ve fazla vaktiniz yoksa, çok kolay ve çok pratik olarak bu tarifi deneyebilirsiniz. Malum normal puding yapmak isteseniz baya vaktinizi alacak. ama bu 5 dk içinde hazır..

Malzemeler:
750 ml süt
2.5 kaşık pirinç unu
2 kaşık kakao
3 kaşık şeker

bir tarafta sütü ocağa koyup kaynamasını beklerken, diğer tarafta az bir süt içinde pirinç unu ve kakaoyu karıştırın. süt kaynamaya başlayınca bu malzemeyi sütün içine yavaş yavaş dökün. bunu dökerken diğer taraftan da sütü karıştırın. en son şekeri de ekleyip karıştırın. kaselere boşaltın. afiyet olsun..

...:::Boy Ölçer Yapalım:::...


Böyle bir boy ölçer yapma fikri eşimden geldi. Aslına bakarsanız bu aralar bayaca sardığım keçe işinde ne yapsam diye düşünürken, eşim br boy ölçer yapmamı tavsiye etti. Benim de çok çok hoşuma gitti bu fikir. Elimizde bir tane kartondan boy ölçerimiz vardı onu ve keçelerimi ana malzeme olarak kullandım.


Üst tarafını turuncu keçe üzerine ip, iğne, kurdele ve keçe kullanarak bu şekilde işledim.


Rakamlar ve bu sevimli çizmeli kedi de kartondan boy ölçerimizden kesildiler. İtiraf etmem gerekirse beni en zorlayan kısmı bu kesme işlemi oldu. Minik sim-sırma makasımı kullanmadığıma pişman oldum çünkü o makas tam da kartonları kesmek için biçilmiş kaftan:)

...:::SONUNDA:::...


Sonunda aylardır beklediğimiz kar geldi. Her gün ilk iş pencereden bakılan bir zamandayız. Zira kara alışkınız, seviyoruz ama bu sene kar gelmedi. Vardır elbet bunda da bir hayır dedik ama hep gözledik hep özledik.. Vee nihayet bu sabah gözlerimizi açıp pencereden baktığımızda beyaz örtümüzle karşılaştık. Çok şükür Rabb'ime bize bu nimetini bu sene de bahşetti.



Şimdi acaba Meke Tuzlası bu hale mi geldi? Azalan suyu, bu sene dolacak mı? Rabb'im susuz bırakmasın bizleri..



Peki ya Nalçacı Caddesi de bu halde mi görünüyor ne dersiniz?



Belediye görevlileri Alaaddin Çevresini ( dünyanın en büyük göbeği ) böyle mi temizliyorlar?



Ya Kayalıpark, ya Şerafettin Camii.
Onlar da böyle mi görünüyorlar şimdi?
Bilemiyorum. Bilemiyorum çünkü özledik ve neredeyse unutacaktık karı. Bu sene bekletti bizi ama Rabb'imin izniyle sonunda geldi. Hoşgeldi..

Çikolata Soslu İrmik Helvası


En sevdiğim tatlılardan irmik helvası. Ancak hala çözemedim bunun tane tane olanı mı yoksa yapışık olanı mı makbul? Sanki bana tane tane olanı makbul gibi geliyor ama lokantalarda vs hep yapışık geliyor? Bilen varsa bir zahmet bana yardımcı olsun bu konuda..
Gelelim tarife:

Malzemeler:
2 su bardağı irmik
1,5 su bardağı şeker
2,5 su bardağı süt
100 gr tereyağ
2 yemek kaşığı sıvıyağ
2 yemek kaşığı dolmalık fıstık - veya ceviz

Çikolata sosu için:
1,5 su bardağı süt
1,5 yemek kaşığı şeker
1 yemek kaşığı kakao
2 tatlı kaşığı nişasta

Teflon tavaya tereyağ ve sıvıyağı alın. Yağ eridikten sonra içine fıstık ( ceviz ) ve irmiği dökün. Hafif ateşte irmiği kavururken, diğer bir tencerede de şekeri ve sütü kaynatıp şerbet hzırlayın. İrmikler altın sarısı gibi kavrullduğu an, kaynayan sütü içine dökün. Biraz da böyle sütü çekmesi için karıştırın. Kıvama gelince ağzını kapatıp dinlendirin. Tencerenin kapağına kağıt havlu kapatırsanız daha iyi demlenecektir. Helva demlenirken, çikolata sosunun tüm malzemelerini karıştırıp pişirin. Kaynayınca 30-40 saniye bekleyip ateşten alın. Helvayı karıştırın, istediğiniz bir kalıba alıp ters çevirip hazırlayın. Üzerine de sıcakken çikolata sosunu döküp afiyetle yeyin..


Şehriyeli- Mantarlı Tavuk Çorbası


Konya'ya has arabaşı çorbası yapmayı planlarken, vazgeçtim ve bu çorbayı yapmaya karar verdim. Tadı güzel oldu, biraz ondan biraz bundan birşeyler yaptım ve şükür beğenildi. Tavsiye edebileceğim bir çorba..

Malzemeler:
3 adet tavuk göğüs
250 gr kültür mantarı
Şehriye
3 yemek kaşığı un
yarım yemek kaşığı salça
2 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı sıvıyağ
tuz ve su

Öncelikle göğüs etlerini haşlayın. Haşlama işlemi bittikten sonra ister tavukları küp küp doğrayın, isterseniz elinizle didikleyin. Ardından tereyağını tencereye alın. Eridiği zaman sıvıyağı da koyun, unu koyun ve kavurun. Tel şehriyeleri de koyun, birlikte kavurun. Küp küp doğradığınız mantarları da ilave edin. Onlar da kavrulduktan sonra salçayı ve tavukları da ilave edip çok az daha kavurun. Haşladığınız tavuklardan elde ettiğiniz tavuk suyunu ilave edip çırpma teli ile karıştırın ki topaklanmasın. Suyu yterli değilse biraz da kaynar su ilave edin, tuzunu ekleyin ve kaynayana kadar karıştırın. Afiyet olsun..

Şipşak Keyifler :)


Cumartesinin en tatlı anlarından:)
Sevgili urfatutkunu belki 10 dakika belki de daha az bir sürede işte bize bu lezzeti hazırladı. Biz de afiyetle yedik ve ellerine sağlık dedik. Umarım en yakın zamanda tarifini yayınlar çünkü kaydedilmesi gereken derecede lezzetliydi..

Saksılara Keçe Süsleme - 2




İlk çalışmamı sizlerle paylaştıktan sonra, tüm saksılara aynı süslemeyi mi yapsam yoksa farklı çalışmalarla mı süslesem saksılarımı bilemedim. Ancak yapılan oylama sonucu farlı yapmaya karar verdim :) Ve gerçekten farklı olmaları daha iyi oldu kanaatindeyim.


                              



                                              

                                              

Ispanaklı Kek - Tart Kalıbında


Uzun zamandır aklımdaydı bu kekik yapmak. Malum ıspanağın kavurmasından başka sadece salatasnı yiyebilen ben, ıspanakla ilgili tariflerimi artırmak istedim. Malum her besinin ayrı bir önemi var vücudumuz için. Aslında tarifi denemeye karar vermemde en büyük pay kardeşime ait. Neden derseniz, eğer o bana ıspanağın ne kokusu ne de tadının gelmediğini, sadece kek yer gibi hissettiğini söylemeseydi sanıyorum cesaret edemeyecektim. İki farklı kalıpta pişirdim keki. Biri tart kalıbı, ki ben kekleri tart kalıbında yapıp ortasına krema vb birşeyler doldrumayı çok seviyorum. Diğeri de baton kek kalıbında pişti.


                        


Malzemeler:
3 yumurta
1 bardak sıvıyağ
1,25 bardak şeker
1 bardak süt
1 adet kabarta tozu
1 adet vanilin
1 bardak hafif haşlanmış ıspanak
Aldığı kadar un

Yumurta ve şekeri yaklaşık 3-4 dakika çırpın. İyice köpük haline gelince içine öncelikle rondoda çektiğiniz ıspanakları koyup karıştırın. Sonra diğer tüm malzemeleri koyup, köpük kıvamını kaybettirmeyecek şekilde karıştırın. Bu işlermi yaparken mikser yerine çırpma teliyle kendiniz yavaş yavaş karıştırın. Bir de en önemli noktalardan biri, unu mutlaka eleyerek koyun, ve unun içine kabartma tozu ve vanilyayı karıştırıp hepsini birlikte eleyin. 180 derece fırında, 40 dk pişirin. Afiyet olsun.




Sticker Yapımı - Mutfak İçin - 2


Ben bu işi sevdim:) Görenlerden olumlu yorumları aldıkça yenilerini yapma konusuna kendimi motive ettim. Malum her tür alet edevat hazırken durmak olmazdı öyle değil mi? Ve bu hazırladığım sticker diğerinden daha güzel oldu bence. Benim gibi kahvesever birine fincanlar gösterirseniz elbet sevinir de sever de :) Diğerini buzdolabıma yapıştırmıştım, bunu ise bulaşık makineme yapıştırdım. Siz de yapın tavsiye ederim.

                            

...:::14 Aylık Bebek Gelişimi:::...






Çocuğunuz nasıl büyüyor ? : Çocuğunuz bugünlerde yeni beceriler kazanıyor — güle güle diyerek el sallamaktan bardaktan su içmeye kadar. Ama büyüklerin masa düzeni ve adetleri üzerine hiçbir katılımları yok ve tabii ki bu çok normal . Daha onun için bu gibi düzen, adet konuları çok erken. Yemek yemek tecrübe edilerek öğrenilir, ve bu dönemde çocukların öğrenme süreçleri biraz dağınıktır. Kısacası bırakın kendi kendine kaşık kullanmaya çalışsın, bezelyeler yere düştüğünde, yumurta parçaları etrafta uçuştuğunda ne olur görsün.



Hayatınız nasıl değişiyor ? : Çocuğunuzun ne yiyeceği konusunu kendisine bırakırken, onu herhangi bir şey için durdurmanız da bu dönemde pek mümkün olmaz. Neden ? Bu yaşta sizin “hayır” dediğiniz hemen hemen herşey çocuğunuz için çok caziptir. O yüzden kendi rahatınız için evinizi mümkün olduğunca güvenlikli hale getirin, alçak dolapları kilitleyin, kırılacakları ortalıktan kaldırım, vs.



Ebeveynlere tavsiye : Bir “çocuk köşesi” yaratın ve sadece onun oyuncaklarını içine koyabileceğiniz bir dolap hazırlayın. Bu dolabın içini onun keşfetmekten keyif alacağı zararsız oyuncak, eşya, objelerle doldurun. Dönem dönem de doabın içindeki ıvır zıvırı tazeleyin. – buna bayılacaktır-



Fiziksel gelişim : Pratik yapmak mükemmelleştirir



Eğer çocuğunuz birkaç hafta, hatta aydır yürüyebiliyorsa, gün geçtikçe kendine güveni artmakta ve hareketlenmektedir. Onun nasıl hareketlerine hakim olmaya başladığını gözlemleyin veya düşmeden nasıl bir oyuncağını yerden alabildiğini izleyin. 14 aylık bebekler ayrıca nesneleri bir yerden başka bir konuma hareket ettirmeyi severler, evde sandalyeleri, kutuları, güçlerinin yettiği herşeyi itmekten asla yorulmazlar.  Aslında çocuğunuz sürekli kendi fiziksel yeterliliklerini test etmektedir. Örneğin sürekli koltuk, sandalyeye, merdivene tırmanmaya çalışır. Onun bu heyecanını yakından gözleyin.



Çocuğunuz şu aşamada bir topu size yuvarlayabilecek koordinasyonu kurabilir veya siz ona yuvarladığınızda topu yakalayabilir. Topla beraber yere tam onun karşısına oturun, önünüzdeki en az beş dakika boyunca o bu oyunla meşgul olacaktır. Yuvarlamak ve yakalamak oldukça karmaşık yeteneklerdir, bu yüzden başlangıçta çocuğunuz koordinasyonu kuramazsa endişelenmeyin. Bu tip oyunlar içindeki insan ve obje faktörleri ile bebeğinizin fiziksel dünyayı keşfetme ihtiyacının birer parçasıdır.



Eğer çocuğunuz henüz yürümediyse meraklanmayın, zaman yakındır. Siz farkında olmadan bir bakacaksınız etrafta sizi takip etmeye başlamış. Unutmayın bebeklerin en erken 9 aylık, en geç 18 aylık yürümesi normaldir.



Neler yapabilirsiz ?



Eğer çocuğunuz artık rahatça yürüyebiliyorsa ve biryerlere tırmanmaya çalışıyorsa, ona keşfedebileceği bir “köprü” hazırlayın. Kenarları yuvarlanmış 10 cm genişliğinde, bir metre uzunluğunda bir tahta levha alın ve yere koyun. Çocuğunuzun elinden tutarak onu bu köprüden geçirmeye çalışın. Bir ayağını diğerinin önüne atabilmek çocuğunuzun yürürken dengesini sağlamada mükemmelleşmesini sağlayacaktır. Eğer tahtanın iki kenarına yastıklar koyarsanız düşmek bile eğlenceli hale gelecektir.



Hatta çocuğunuza düşmenin bile pratiğini yaptırabilirsiniz. Birden çok yastığı öbek haline getirin ve bebeğinizin onların üstünde zıplayıp düşmesini sağlayın. (Tabii ki oyunu ilk başta siz ona gösterin, eminiz bu oyuna bayılacak). Kendine güveni arttıkça yastıklar üstünde koşmaya ve kendini yastıkların üstüne atmaya başladığını göreceksiniz.



Eğer bu aşama için hiçbirşey yapamıyorsanız ve çocuğunuz fiziksel yetersizliğinden hayal kırıklığına uğramış görünüyorsa ona sabit itmeli bir oyuncak alın, mesela arkadaki sopasından tutarak itebileceği bir tren vagonu. Bunun dışında çocuğunuzun genel motor becerilerine arttırabilmek için yastıklar veya alçak kutular üstünde yuvarlanabileceği mekanizmalar yaratabilirsiniz.



Bütün bu aktiviteleri yaparken evinizdeki bütün güvenlik önlemlerini alın. Bütün güvenlik önlemlerini alıp almadığını test etmenini en iyi yolu bütün evinizi oda oda dizleriniz ve elleriniz üzerinde yani bir bebek boyutu ile gezmektir. Çok katlı bir evdeyseniz merdivenlere güvenlik kapıları koyun, kırılabilir eşyaları etraftan, masaların, sehpaların üstünden kaldırın, prizleri kapatın, masa köşelerine koruma koyun. Mutfak ve banyodan özellikle uzak tutun.



Diğer gelişmeler : Dokunma duyusunun, el ve parmak hareketlerinin hassaslaşması



Bu dönemdeki çocuklar dokunmaya bayılırlar. Hatta mümkün olduğunca çok şeye dokunmak ve hissetmek isterler; bir ağacın kabuğu, ev hayvanları, musluktan akan su … Eğer dokunmanın bu dönemdeki bebeğin en önemli öğrenme aracı olduğunu ve dokunarak değişik objeleri ezberleyebildiğini unutmazsanız, belki bu sizin 14 aylık bebeğiniz ne zaman bir şeye elini uzzatsa “dokunma” demenizi engeller.



Oyun 1 : Çocuğunuzun dokunma duyusunu kontrollü geliştirebilmenizin bir yolu birçok farklı obje çiftini bir bez torbaya koymaktır, mesela ucu açılmamış iki kalem, iki parça kumaş, iki deniz kabuğu, vs., çeşit ne kadar artarsa o kadar iyi. Bu çiftli objelerden birini torbaya koyun. Sonra çocuğunuzun karşısına oturun ve torba dışında kalan objeleri keşfetmesi için onu yönlendirin. Ardından torbanın içindeki objeleri almasını ve dışarıdaki eşi ile çiftleştirmesi sağlayın.



Oyun 2 : Kutuları, oyun sepetleri, içi dolu olan herşeyi boşaltmak halen en sevilen oyunlar arasındadır. Ama 14 aylık bir bebek artık daha ince hareketler yapmak peşindedir. Mesela o kendi ayakkabısını giymeye çalışır ama beceremez ve yardım talep eden jestlerde bulunur. Bunun yanızda objeleri istediği gibi manipule etmeyi de sever; oyun küplerini bir kutuya tıkıştırır, mandalları mandallıktan çeker.



Oyun 3 : Çocuğunuza el ve parmak hareketlerini çalıştırabilmesi için açılan, kapanan kapıcıklar, pencerecikleri olan pano yapın. Panoyu yaparken kullandığınız sürgüler, mandallar, kısacası marangozluk malzemeleri birbirinin aynı olmasın ve gerçek evinizdeki kapılarda kullanılanlara benzemesin. Çocuğunuz pano üzerindeki mekanizmalarla istediği gibi oynarken ana motor becerilerini mükemmelize eder.



Sosyal ve duygusal gelişim : Yanlız başına



14 aylık bebeğinizi parkda gözlemleyin, onlar genelde yanlız takılırlar. Sosyalleşmek henüz bebeğinizin çok da peşinde olduğu birşey değildir. Bu dönemde bebekler henüz başka bebeklerle parallellik göstermesi gereken oyunlara girmezler. Akranı ile yanyana oynasa bile birinin elindeki oyuncak çok çekici olmasıkça birbirleri ile fazla ilgilenmezler.



Bu durum sizin için biraz hayal kırıklığı yaratırken, aslında çok normal bir hareketttir.  Bu dönemdeki bebekler akranlarını oyun arkadaşı, hatta insan olarak bile görmez. 14 aylık bebekler kendi dünyasının merkezinde olduğu için, o başka çocukları itilebileceğini, çekilebileceğini , onlara bir oyuncak gibi davranılabileceğini düşünür.  Onun için tek önemli olan şey “onun ne istediğidir” , aynen onunla yaşıt diğerlerinin de düşündüğü gibi.



Neler yapabiliriz?



Eğer çocuğunuz diğer çocuklarla hatta kardeşi ile iletişime geçmiyorsa, bu onu bir oyun topluluğu, müzik sınıfı veya aktivite grubuna sokmak için en uygun zaman olabilir. Çocuğunuza farklı sosyal ortamları tanıtmak, onun daha rahat iletişime geçmesini ve okul öncesi dönemde sosyalleşmesini sağlayabilir.



Oyun bahçesine tekrar gidişinizde çocuğunuzun diğer çocuklarla iletişime geçebileceği yerleri arayın. Bu alanlarda oyuncaklar “herkese” aittir yani oynamak için sıra beklemek gerekir.



Evet, bu dönemde çocuklar oyuncaklar için çekişebilir, kim önce oyun parkında sallanacak diye kavga edebilir ama çok hızlı bir şekilde etrafta daha birçok eğlencenin olduğunu da farkederler. Veya, eğer sizin çocuğunuz yaşında bir çocuğu olan arkadaşınız varsa, ikisini birlikte boş bir banyo küveti içine sizlerin gözlemi eşliğinde koyabilirsiniz. Göreceksiniz çok kısa sürede gerçekten eğlenmeye başlayacaklar.



Diğer Gelişmeler : Öğrenmek için oynamak ve yabancı korkusu



Bu dönem çocuklar için oyun oynamak yolu ile öğrenmek diğer video, bilgisayar, televizyon veya herhangi başka bir elektronik araç ile öğrenmekten daha önemlidir. Oyunlar sayesinde çocuklar sekiller, renkler, bulunduklar alan, kardeşleri veya arkadaşları ile ilişkilerini öğrenirler.  Yumuşak pofuduk oyuncakları ile interaktif yeteneklerini geliştirirler. Yeni kelimeler öğrenirler, hayal güçlerini çalıştırmayı ve henüz kelimelerle ifadelendiremedikleri duyguları ile yaşamayı öğrenirler. Korkuyu öğrenirler, örneğin yerden yukarı tırmandıkları bir durumda veya yukarıdan aşağı kayarlarsa heyecanlanmayı öğrenirler. Oyun oynamak çocukların işidir ve sizinki ne kadar çok oynarsa o kadar faydalıdır.



Hala yabancılardan korkuyor mu? Anne ve baba dışındaki insanlardan şüphe duymak bu dönem çocuklar için çok normaldir. Zaman içinde çocuğunuz bu korkulardan sıyrılacak ( yabancılar hakkında süpheci olmak aslında çok da kötü bir şey değildir ! ), bu aşamaya kadar işte size korku ile başrdrbilmek için birkaç ipucu;



• Eğer çocuğunuz “iyi niyetli” ve ona sarılıp, öpmek isteyen bir yabancıdan utanıyorsa, arkadaşınıza ilişkiyi kurma sürecini biraz yavaşlatırsa çocuğunuzu rahatlatabileceğini belirtebilrsiniz.



• Yabancıların bulunduğu ortamda sinirli ve rahatsız hisseden çocuğunuza sarılın, sizin rahatlığınız güvenli bir ortamda olduğnu bir süre sonra ona da hissettirecektir.



• Çocuğunuza değişik insanları farklı ortamlarda tanıtın. Sizin hayvanat bahçesinde, markette bir yabancı ile nasıl konuştuğunuzu görsün. Sizin yabancılar yanında rahat olduğunuzu görmesi onun korkularını yenmesine yardımcı olacaktır.



• Çocuğunuzu asla zorlamayın. Eğer aile büyüklerinizden birinden korktu ise çocuğunuzu söz konusu kişiye yaklaşması için sakın zorlamayın. Bir kişi ile ilişkiye girmesi için zorlamaktansa, onu rahatlatmaya çalışmanız çocuğunuz kendisini daha güvende hissedecektir. Ayrıca onun tehlikeli bir durumda kaldığında kendi içgüdülerine güvenmesini de  öğrenmesine yardımcı olursunuz.



Konuşma ve anlama gelişimi : Tekrar ve tekrar söyleyin …



14 aylık olan bebekler söyleyebildiklerinden daha fazla kelimeyi anlayabilir. Onların söyleyebildiği kelimeler üç ile beş arasındadır; anne, baba, mama veya diğer basit kelimeler top, su, ama hergün de yeni kelimlerin anlamlarını öğrenir. Kelime dağarcığına yenilerini ekledikçe göreceksiniz ki bu yeni kelimeleri kullanmak için fırsat arar. Bir kere “top” diyebildikten sonra size gösterip tekrar tekrar söyleyebilmek için etrafta sürekli top arar,  – kitaplarda, televizyonda-sokakta-



Neler yapabilirsiniz ?



Tekerlemeler, aptalca şarkılar, reklam müzikleri çocukların favorileridir. Eğer 14 aylık bebeğiniz birkaç kelime söyleyebiliyorsa, onu sizin ardınızdan “fış fış kayıkçı …” gibi basit şarkıları tekrarlaması için cesaretlendirdin. Şarkıdaki seslere aşinalığı arttıkça ilk defasında bir sesi, sonra bir kelimeyi, siz hiç farketmeden bir bakacaksınız sizinle şarkıyı bile söyleyebilecektir.



Eğer 14 aylık bebeğiniz henüz fazla kelime söyleyemiyorsa, ona dilin diğer iki kazanımı ile yardım edebilirsiniz. Çocuğunuzla konuşurken, ses tonunuzu, yüz ifadenizi, el jestlerinizi farklılaştırın, bunlar çocuğunuzun kelimenin anlamını kavramasında yardımcı olacaklardır. Onunla konuşurken göz temasında olunki sizi dinlemeyi öğrensin. Ve o konuşmaya çalışırken müdahale etmeyin, sabırla dinleyin ve gözlerinin içine bakın.



Diğer gelişmeler : Jestlerle iletişim kurmak, saklambaç eğlencesi



Artık çocuğunuz ihtiyaçlarını hareketleri ve birkaç kelime ile belirtebiliyor, ona iletişim kurmada kullanabileceği “araçlar” da gösterin. Size dışarı çıkmak istediğini göstermek için ceketini veya müzik dinlemek için size bir CD getirebilir. Çocuğunuz kendi istediğini anlatabilmek için çok uğraşır. Bu arada onun anlamını bilmediği birçok kelime söylediğini duyabilirsiniz. ( artık bu aşama küçük papağanınızın yanında kötü sözler söymemeniz gerektiğini farkedersiniz. )



Çocuğunuzun insanları, yerleri, olayları hatırma becerisi her geçen gün gelişiyor. Bu ay iki aşamalı isteklerinize bile karşılık verebilir, örneğin “odana git ve ayakkabılarını ( çorap, oyuncak) getir” .



Saklambaç halen  en eğlenceli oyundur, özellikle arayan 14 aylık bebeğiniz ise.  İşte size onun kahkahalara boğulmasını sağlayabilecek bir alternatif : Ona bir oyuncak gösterin ve sonra onu cebinize koyun ve ona oyuncağın nereye gittiğini sorun. Artık çocuğunuzda oyuncağın ortalıkta gözükmemesinin tümüyle yokolduğu anlamına gelmediğini farkedecek düşünce gücü var. Oyuncağı sakladığınız cebinize veya çantanıza ulaşabilmek için kıvranacak. Hatta küçük oyuncakları onun cebine saklayabilirsiniz. ve onu çıkarmaya çalışırken ne kadar eğlendiğini görebilirsiniz.



Kaynak : Babycenter.com








Balkabağı Çorbası


Veee sonunda :)

Ne oldu diyeceksiniz. Bu çorbanın tarifini, aralık annesi arkadaşım Egeninannesi'nden aldım. Ancak ha bugün ha yarın derken yapmak bir türlü kısmet olmadı. Malum hızlandırılmış hayatlar yaşıyoruz hepimiz. Ve bu hızlandırılmış hayatımıza ne sığdırabilirsek kar sayıyoruz. Aslında "Hızlandırılmış Hayatlar" başlığı altında ne zamandır birkaç şey yazmak, paylaşmak istiyorum ancak hep vazgeçtim. En azından bugün bu tamlama ile sizlere merhaba demiş oldum:)

Gelelim çorbanın yapımına. Aslında ilk duyduğumda, sürekli tatlılarını yemeye alışkın olduğum kabağın bir çorba olabileceği konusunda ciddi teredütler yaşadım. Ancak hep aynı yörüngede dolanmamak lazım. Farklı galaksiler de var kainatta, keşfetmeden olmaz öyle değil mi :) Siz de bir deneyin derim, ben tattım ve hoşuma gitti. Düşündüğüm gibi itici değil, lezzetli bir çorba oldu çok şükür.

Malzemeler:
4-5 parça kabak ( 8-9 kibrit kutusu kadar )
1 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı yulaf unu
0,75 bardak süt
Tuz
1 diş sarımsak

Tereyağını biraz eritin ve içine yulaf ununu koyun. Birlikte kısık ateşte kavurun. Diğer bir yerde kabakları çok az bir suda haşlayın. Kabaklar yumuşayınca kavurduğunuz unun içine kabakları suyuyla birlikte dökün ve 1 diş sarımsağı da ezip ekleyin. Tuzunu göz kararı koyup, 0,75 bardak sütü de ekleyip kaynatın. Çorbanız piştikten sonra el blendırı ile kabakları iyice ezin. Afiyet olsun.

NOT: Sevgili arkadaşım Egeninannesi'nin verdiği tarifi biraz değiştirerek yaptım ama çorrbamın fikir annesi olduğu için çok çok teşekkür ediyorum kendisine.

Sticker Yapımı - Mutfak İçin


Malum son zamanlar bir sticker furyası aldı başını gidiyor. Aslında çok da şık oluyor, ben çok beğeniyorum. Ancak sticker fiyatlarını görünce, bu fiyata buna deymez dedim ve kendim yapmaya karar verdim. Ne zamandır aklımdaydı en sonunda hayata geçirebildim kısmen de olsa. hemen bir yapı marketten deri görünümlü yapışkanlı kağıt aldım. Şablonumu çıkardım ve düzgünce kestim. Ortadaki kulp ve kalp kısımları da daha önce kutu kapmala yaptığım yapışkanlı kağıt ile yaptım.




Önce bulaşık makinesine yapıştırmak geldi aklıma, ama bizim kaşif orada bunu çıkarmada rahat edemez diye düşünüp, en doğru noktanın buzdolabı olduğuna karar kıldım:)






...:::Sim - Sırma - 2 :::...


Bu ne mi? Üniversiteye giderken yaptığım sim-sırma çalışmalarımdan birinden ufak bir kesit. Aslında yapılış amaçları çok çok farklıydı. Şimdi sizinle paylaşacağım Sim-Sırma, koltuklara yastık olarak yapıldı bendeniz tarafından. Ancak ben böyle bir el emeğine nasıl kıyarım dedim kendi kendime. Üstelik de bu el emeğine birinin yaslandığını görsem kesinlikle içim erirdi:) Ben de ne mi yaptım, aynı model 2 işlememi çerçevelettim. Artık duvarlarımı süsleyecek yastık modellerim.
 

İşte bordo tablom bu:


Bu da aynısının lacivert olanı:


Balkabağı Tatlısı


Harika bir lezzet, besleyici bir tatlı.


Babaannemin müstakil evindeki bahçemizde, malum şimdiyi tabirle farmville, eski tabirle de ekip - dikme işleriyle uğraştığımız oluyor. Biz derken asıl uğraşanlar annem ve babam. Aslında çalışmaktan fırsat bulabilsem, en azından soğan, sarımsak, patates, domates, salatalık, nane, dereotu, maydonoz.. Bunları hep yetiştireceğim. Ama onca koşturmacanın arasında her hafta da bahçeye gitmek nasip olmuyor malum. O nedenle bakalım bu sene bahar için balkonumda yapabileceğim minik bir farmville alanı:) Herneyse, zaten başarabilirsem sizlerle paylaşırım. İnşaAllah. İşte bu kabak da o bahçemizde yetişmiş harika lezzetlerden sadece biri. Öyle büyüktü ki anlatamam. Ve tamamen organik. En güzel yanı bu..

Tatlının yapılışı:

Kabak

şeker

su

Kabakları soyup, istediğiniz büyüklükte doğrayın. Tencereye tek sıra dizin ve üzerine şeker atıp 1-2 saat sulanmasını bekleyin. Ve sulandığından kendi suyu ile pişirin. Hepsi bu, afiyet olsun.



Sepet Süsleme



Merhabalar,

Hep hazıra konmayalım. Biraz el emeği, biraz göz nuru ile inanın çok farklı şeyler çıkacak ortaya. Kına sepeti, bebek şekeri sepeti, nikah şekeri için sepet.. Gidip hazır almak yerine kendimiz yapsak sepetimizi. Hem de kendi kendimize birşeyler yapmış olmanın sevinci olur üzerimizde.

İşte bu sepet de aynen böyle düşüncelerle annem tarafından yapılmıştı. Hasır bir sepet alın, ve istediğiniz gibi süsleyin. Hadi durmayın..

Related Posts with Thumbnails