"Benim çocukluğumda" diye başlayan cümlelerim 16 aydır sıkça tekrarlanıyor dudaklarım arasında.. Çocukluğumu özledim sanmayın, ben o günleri çocuğum adına özlüyorum. O günlerin sıcaklığını, saflığını, temizliğini özlüyorum ben...
Geçmişe ait özlemlerimiz oluyor mutlaka zaman zaman. Bilirsiniz, özellikle "eski Ramazanlar" diye sıkça duyarız kurulan cümleleri... Eskinin tadı mı başkaydı, yoksa insanlar yaşadıklarından tat almayı mı biliyorlardı orası meçhul.. Ama eskiye dair kuracağım bir cümle var ki, özlemleri barındırır içinde...
Siz söyleyin şimdi, eskiyi
özlemeyim de ne yapayım şimdi ben...
Not: Bu yazı için bana fikir veren eşime çok teşekkürler...
*Ajans: Trt 1'in 20:00'da yayınlanan haberleri..
Aynı yazı anarenklerde de yayınlanmıştır. buyrun...
.
Geçmişe ait özlemlerimiz oluyor mutlaka zaman zaman. Bilirsiniz, özellikle "eski Ramazanlar" diye sıkça duyarız kurulan cümleleri... Eskinin tadı mı başkaydı, yoksa insanlar yaşadıklarından tat almayı mı biliyorlardı orası meçhul.. Ama eskiye dair kuracağım bir cümle var ki, özlemleri barındırır içinde...
"Benim çocukluğumda" diye
başlayan cümlelerim 16 aydır sıkça tekrarlanıyor dudaklarım arasında..
Çocukluğumu özledim sanmayın, ben o günleri çocuğum adına özlüyorum. O
günlerin sıcaklığını, saflığını, temizliğini özlüyorum ben...
Benim çocukluğumda, mahallede
tüm arkadaşlar toplanır 15-20 kişi yakan top oynardık. Erkeklerin futbol
maçlarına iştirak eder, sadece kalede değil forvet de olur goller
atardık.. Bisikletimize sabah 8'de biner, öğlen karnımız acıkırsa ancak
eve uğrardık. Ancak giderken hangi mevkiye gittiğimizi mutlaka annemize
söyler, onu da merakta bırakmazdık. Akşam ezanı ile en geç eve girmek
şarttı ama.. Kuralımız böyleydi. Evimizin önünde küçücük bedenime tezat
koskocaman bir cami, göklere uzanan bir de minaresi vardı. Minareden
yükselen ezan sesi, eve gir zili gibiydi çocuk aklımca. Akşam
yemeklerinde tüm aile birlikte masaya oturur, sohbet muhabbet eşliğinde
yemekler yerdik.
Yemek faslı bitip 'de ajans*
bittikten sonra, yaz günleri kamelyamıza çıkar otururduk. Müstakil
evlerimiz arasında akşamları da komşuluklar devam eder, şen şakrak
muhabbetler edilirken bahçelerde, biz çocuklar yemekle bölünen oyunumuza
kaldığımız yerden devam ederdik. Geceleri en sevdiğimiz oyun saklambaç
olurdu, gece bizi saklardı, biz gülüşlerimizle geceyi...
Tüm komşular birbirine güvenir,
evini çocuğunu birbirine emanet edebilirdi. Birinin evinde olmayan
diğeriyle paylaşılır, birinin evinde pişen diğeriyle bölüşülürdü
gönüllülük dairesinde..
Benim çocukluğumda misketler
vardı rengarenk. Ceplerimiz şişene kadar doldururduk misketle.
Birbirimizi "üter", ertesi gün "ütüleceğimizi" de bilirdik... Ağaç
tepelerinde gezinirken kolumuzu bacağımızı çizdirsek de aldırış etmez,
en tepedeki en kırmızı kiraza ilk ulaşan olmak için yarışa girerdik.
Çamurdan fırınlar yapar, içinde patates pişirirdik...
Benim çocukluğumda biz, güvenle,
doya doya, ve gerçek kişilerle oynayabilirdik...
Şimdi misketlerin yerini
tasolar, istopların yerini bilgisayar başı oyunlar aldı.. Artık
arkadaşlarını bile sanaldan buluyor yavrular... Parklarda doyasıya dönme
dolaba binilmiyor, çocuklar artık atari oynamayı seviyor. Bizim ajans
zamanını bile tv karşısında geçirmeye tahammülümüz yokken, şimdi
rengarenk çizgifilmlerden gözünü alamıyor minikler...
Bir de şu var; düşünüyorum da,
acaba oğlumun dışarda oynamasına ne kadar izin verebileceğim? 3. sayfa
haberlerinin oldukça kabardığı şu dönemlerde, hangi parka onu tek başına
göndermeye cesaret edebileceğim?
Not: Bu yazı için bana fikir veren eşime çok teşekkürler...
*Ajans: Trt 1'in 20:00'da yayınlanan haberleri..
Aynı yazı anarenklerde de yayınlanmıştır. buyrun...
.
sürekli benide düşündüren bir konuya değnmişsiniz.
YanıtlaSilsevgilerimle
çok teşekkür ederim çocukluğumuzu hatırlattığınız için. şimdiki çocuklar tamamen teknolojıye bagımlı bir hayat ve beraberinde getirdiği tatminsizlik .. bızım çocuklarımızında doyasıya akşam ezanı okunana kadar çıglık atata oynamaya hakları var....sevgilerle
YanıtlaSilhayırlı cumalar diliyorum
YanıtlaSilçok hoş bir yazı olmuş bir solukta okudum .
sevgiler aeo
Canım ben seni İstanbul'da sanıyordum . neredesin ki. çok mu uzaksın Türkiye de isen gel bekleriz vallahi.
YanıtlaSilHilal'cim ben Konya'dayım da 20nisanda İstanbul'daydım. Gelmemiş olsam atlar gelirdim doğrusu...
YanıtlaSilSA.Canım,paylaşımın için sağolahh o günler de çocuklarımda ah o günler diyor inş. gelcekteki çocuklar daha güzellikler yaşarlar duasındayım,,evet ne güzeldi çocukluğum yorum gitmiyor sorunmu var bilmiyorum tekrar,tekrar yazdım..sevgiler..A.E.O
YanıtlaSil