YERÇEKİMİ
Tür: Bilimkurgu
IMDB Puanı: 8.0
Konusu: Dr. Ryan Stone zeki bir tıp mühendisidir ve emekliliğinden önce son görevine çıkan yetenekli ve deneyimli astronot MattKowalsky'nin yönetimindeki mekikte ilk uzay yolculuğuna çıkar. Her şey yolunda gibi görünürken rutin bir keşif yürüyüşü sırasında bir felaket yaşanır. Mekik çarpan bir cisim sonucu paramparça olur. İki bilim insanı uzay boşluğunda yapayalnız kalırlar. Yeryüzü ile iletişimleri tamamen kopmuştur ve sonsuz karanlıkla baş başadırlar. Şimdi korkunun yerini panik alır, üstelik var olan sınırlı oksijenleri de gitgide tükenmektedir. İkili eve, dünyaya dönüş yolunu bulabilecek midir?
Y Tu Mamá También, Son Umut, Harry Potter ve Azkaban Tutsağı gibi filmlerin yönetmeni ve ortak senaristi olarak tanıdığımız Meksikalı sinemacı Alfonso Cuarón'ın yönetmenliğini üstlendiği bilim-kurgu geriliminin başrollerini ise Sandra Bullock ve George Clooney paylaşıyor.
Yorumum: Özelikle oyuncuların kalitesi en baştan kendini hissettiriyor. Görseller bir harika. Ben filmdeki kadının çaresizliğini içimin en derinlerinde hissettim. Bir an için yapayalnız uzayda kaybolduğumu düşündüm, ürperdim resmen. Görseller ve oyunculuk o derece iyi yani. Bu sene izlediğim, beni en çok heyecanlandıran filmlerden biri oldu.
Mutlaka izleyin derim.
I AM SAM
Tür: Dram
IMDB Puanı: 7.6
Konusu: Sam Dawson beyninde bir gelişme problemi olan, bu nedenle de yedi yaşındaki bir çocuğun zekasına sahip olan, karısı tarafından terk edilmiş, kızıyla birlikte yaşayan bir babadır. Tüm zihinsel engellerine rağmen iyi bir sosyal çevresi ve mutlu bir ailesi olan Dawson'ın asıl sorunları kızı yedi yaşına geldiğinde başlar. Kızı Lucy'nin doğum günü partisinde eve gelen bir sosyal güvenlik çalışanı baba ve kızı trajik bir sona sürükleyecektir.
Oscar olmak üzere çeşitli törenlerde ödüle aday gösterilen filmin başrollerinde ünlü oyuncular Sean Penn ve Michelle Pfeiffer bulunuyor.
Yorumum: Film ilk olarak Dakota Fanning ile ilgimi çekti. Onun o küçük sevimli hallerine bayılıyorum. Burada da çok iyi bir oyunculuk sergilemiş. O çocuğun "büyümüş" halleri görülmeye değer. Hele de 7 yaşında olduğunu düşününce, oyunculuğuna bir kez daha şapka çıkartmak lazım.
İzlemeden önce yorumlara bakmıştım, herkes muhteşem diye nitelendirmiş. Bana biraz sıradan, alışılmış bir konu gibi geldi. Hatta yer yer Kemal Sunal'ın "İbo ile Güllüşah" filmini bile anımsattı bana.
Çok da can yakıcı yorum yapmak istemiyorum, yine de iyi izlenecek filmler arasında. Belki de ben yorumlardan dolayı beklentimi çok çok yüksek tutmuştum, belki de o nedenle beni "sarsacak kadar" muhteşem bir film olmadığını düşündüm.. Kim bilir?
NOW IS GOOD
Tür: Dram, Romantik
IMDB Puanı: 7.3
Konusu: Tessa, lösemi hastalığına yakalanmış, gördüğü dört yıllık kemoterapi tedavisinin ardından doktorlar tarafından iyileşemeyeceği yönünde teşhis konulmuş gencecik bir kadındır. Ölümü kabullenen çaresiz Tessa son günlerini hastanede tedavi olarak ya da acı çekerek geçirmeyi istemez. Bu süreci sevdikleriyle birlikte olabileceği hayat dolu anlarla değerlendirmeye karar veren genç kadın ölmeden önce yapmak istediklerini sıraladığı bir liste hazırlamaya koyulur.
Jenny Downham'ın 'Before I Die' isimli romanının beyaz perde uyarlaması olan filmin senaryosu ve yönetmenliği, ilk filmi 'Imagine Me & You' ile sinemaya giriş yapan yönetmen Ol Parker'a ait.
Yorumum: Yine bir Dakota Fanning filmi. Filmi yine çok büyük beklentilerle izledim. Ve evet sonuç yine beklediğim gibi çıkmadı. İzlenir mi, evet. Ama sıradan geldi bana yine. Konu zaten alışık olduğumuz bir konu. Ama sanki bir şeyler eksikti filmde. O dram bana geçmedi mesela. Oradaki çaresizlik, aşk acısı bende bir şey hissettiremedi. Benzer bir konusu olan "Kızkardeşimin Hikayesi"'ne bakınız neler yazmışım:
"Bu film, kesinlikle kesinlikle harika bir filmdi. Zaman zaman boğazınıza düğümleniyor bir şey, yutkunamıyorsunuz. "
Yani işte bahsettiğim şey bu, bir şey eksik. Hissedemedim ben o duyguyu. Ama izleyecek filminiz kalmadıysa, bunu da deneyebilirsiniz. Vasat da olsa iş görür ne diyelim :)
POMPEII
Tür: Aksiyon, Macera
IMDB Puanı: 5.6
Konusu: Milattan önce 79 yılında, Vesuvius volkanı şiddetli bir patlamaya sahne olur ve bulunduğu antik Pompeii şehrini tehdit altına alır. Gemilerde köle olarak çalışan Milo, Naples'e gidecek olan gemide çalıştığı esnada bu patlama anına tanık olur. Olayın canlı tanığı olan Milo, bu dehşet anına ve sonrasında yaşananlara baktığında bildiği tek dünyanın, ateş ve küller nedeniyle yıkıma uğradığını fark eder. Öte yandan aşık olduğu Flavia da artık harabeye dönen bu olağanüstü güzellikteki şehirde hayatta kalmak için, patlamanın doğurduğu yıkıntıların arasında sığınacak bir yer aramaktadır. Flavia Roma komutanıyla evlenmesi için baskı altında tutulsa da Milo aşkı için savaşmaktan vazgeçmemiştir. Milo, Pompoii'ye geri dönüp hem gerçek aşkını hem de en yakın arkadaşını kurtarmaya karar verir.
Resident Evil ve Death Race gibi filmlerin yönetmeni Paul W.S. Anderson'ın yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerini Kit Harington, Kiefer Sutherland ve Emily Browning paylaşıyor.
Yorumum: Filmin IMDB notu görüleceği üzere 5.6.. Bu demek değil ki kötü bir film. Aksine evet iyidi. Ama eksik olan neydi ( bana göre ):
- Konular hızlı hızlı ilerliyor, içinize sindiremiyorsunuz.
- Karşınızdaki insan köle olarak yetişmiş ama sanki doğuştan savaşçı gibi, her türlü taktiği dövüş sanatını biliyor. Bunlar bana biraz abartı geldi.
- Bir köleye, filmdeki soylu bir ailenin kızı ilk görüşte aşık oluyor. Yani öyle hızlı gelişiyor ki olay, olmaz böyle şey dedirtiyor.
Yine de...
İzlenebilir güzel bir aksiyon. Tabi tüm bu saydıklarımı görmezden gelirseniz...
İyi seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder