Gittik çok şükür son vazifemizi yapmaya. Kapu camiisinde kılınacaktı namaz. Yıllarca Kapu Camii'nde vaaz etmişti. Sanki hepimizin evine gelirdi KonTv'de yayınlanırken vaazları. Hep sevgi derdi, Allah sevgisi, vatan sevgisi, bayrak sevgisi, insan sevgisi... "Birleşin" derdi, ümit aşılardı. "Hoca korkutmaz, müjdeler" derdi. Güzel yaşadı, hepimiz şahitlik ettik güzel yaşadığına. Ve güzel uğurlandı bugün. Zar zor yürüyen yaşlı başlı dedeler, minicik bebekli anneler, gençler, kadınlar, erkekler... Herkes oraya akın ediyordu. Namaz vaktini Alaaddin Tepesi civarında beklerken, bir ara baktım da gözlerime inanamadım. Tramvaydan inen - abartısız söylüyorum - herkes aynı istikamete gidiyordu. Öbek öbek insan seli... Gözümün nuru İplikçi Camii yanına gelince, orada bile namaz için yer kalmadığını gördük. Bilenler bilir, İplikçi Camii nere, Kapu Camii nere. Kayalıpark'taki postanenin yanında havuz başında bekledik vakit namaz kılınana kadar. Erkekler heryerde namaz kılıyordu. Adeta zaman durmuş, sadece kıpırdanan birkaç çocuklu anne benim gibi. Onun dışında trafik bile akmıyordu. O koskoca yolu - Mevlana yolunu kapatmışlar trafiğe. Zaten insanlardan trafiğin akması gibi bir duruma da imkan yoktu. Vakit namaz sonrası herkes sokakta ilerleyebildiği kadar ilerledi. Her zaman alışveriş yaptığımız sokaklar, şimdi çok farklı görünüyordu gözüme. Kapu Camii'ne gitmenin imkanı yoktu o saatlerde, zira sarraflar, ayakkabıcılar ve bedesten tamamen insanlarla doluydu. Ben öyle sanıyorum ki böyle bir kalabalığı ömrüm boyunca görmedim. Ömrüm dedim de, tam da doğduğum gün Tahir Hocamızın vefat edeceğini nerden bilirdim...
Cenaze namazı için Tahir Hoca'mızın oğlu Abdurrahman Büyükkörükçü tekbir getirdiğinde, hala namaza yetişmeye çalışan bir bölük insan koşarak sokağın başına kadar geldiler. En arka safta bayanlar namaz kıldılar. Ve sonra yola çıktı tabut. Hani gördüm diyemem, öyle bir imkan yoktu zira dediğim gibi yürümenin imkanı yoktu. O sokaklar bu kalabalığı Hacıveyiszade Efendi'nin vefatında yaşamış henüz biz yokken dünyada. Büyükbabam rahmetli anlatırdı, Hacıyeviszade'nin tabutu tam 3 saatte gelmiş 5 dk'lık yolu. Böyle dinlerdim ama, şaşırırdım. "Nasıl yani" diye düşünürdüm. Ve bugün, Sarraflar Yer Altı Çarşısı'nın önünde kurulan sinevizyona baktığımda, bu durumu anladım işte. İnanın Kapu Camisi'nden Üçler Mezarlığı'na yürüyerek 5-15 dk arasında gidersiniz. Bugün tam 2.5 saatte gitti Tahir Hoca. Evet, birebir şahit olduk buna.
Biz bugün, adı gibi "Tahir" bir hayat süren ve adı gibi "Tahir" olarak Hakk'a yürüyen Tahir Hoca'mızı uğurladık. Artık Mevlana'mız gibi, Hacıveyiszade Hoca'mız gibi, Ali Ulvi Kurucu Hoca'mız gibi ve Şems-i Tebrizi'miz gibi Tahir Hoca'mızı da toprağa verdik.
Allah rahmet eylesin...
Tutamadım kendimi Hilal, bak şimdide ağladım. Fırsat buldukça dinlerdim Hocamızı. Ne tatlı, ne duru bir anlatımı vardı. Allah ondan razı olsun. Mekanı cennet olsun Tahir hocamızın...
YanıtlaSilne güzel imrendim size,o mübarek,buram buram feyiz kokusunun yayıldığı havayı teneffüs etme imkanı bulabilmişsiniz...
YanıtlaSilSon cümlende çok fena oldum. Kimimiz kaldı :(.....
YanıtlaSilallah rahmet etsin ,ben kontvden izledim .duaile kal hilalcim
YanıtlaSilCahide;
YanıtlaSilNe güzel ki memleketin her köşesine ve hatta dünyanın her köşesine ulaşabiliyordu sohbetleri. o nedenle de "ben ölmeyeceğim" diyordu rahmetli...
pınar;
bu vesile ile sizinle de tanışmış olduk Pınar hanım, sevgiyle kalın
Urfatutkunu;
güzel insanalr bitmez ama gidenlerin de boşluğu unutulmaz...
Onlaruyurken;
Kontv sağolsun her yere ulaştırdı yayını ile. Bu arada senin blog yoruma mı kapalı, çok denedim ama olmuyor, yoruma kapalı diyor