Anne Sütünü Artıran İçecek


Eminim sizler de benim gibi birçok şey duydunuz anne sütünü artırmanın yollarıyla ilgili. Ben özellikle Humana'nın çayını içtim bir süre ama çok da faydası olmadığı kanaatindeyim. geçenlerde bir tv programında İbrahim Saraçoğlu'ndan dinledim. Denedim, beğendim. Emziren tüm anneler, umarım sizin de işinize yarar.

Malzemeler:

- 1 bardak için - 
  • 8-9 adet kuru incir
  • Yarın litre su
 Hazırlanışı:

  • Yarım litre suyu bir tencereye koyup kaynamasını bekleyin.
  • Su kaynayınca, küçük küçük kesilmiş incirleri içine atın.
  • Tencerenin ağzı kapalı olarak 15 dakika kaynatın.
  • Elde ettiğiniz suyu için. 
Afiyetle...



Sebze Eşliğinde Tavuk Dilimleri


Sebze sevmeyen halimi hiç sevmiyorum ama sebzelerle de aramı bir türlü düzeltemiyorum. Ama çabalıyorum gördüğünüz gibi :)) Artık her et yemeğinin yanına biraz da sebze eklemeye çalışıyorum. Böylece zar zor da olsa sebze görüyor midem :) Kırmızı biberler yazdan yapıp buzluğa attığım biberlerden. Aslında yapılışını da paylaşmak istemiştim ama fotoğraflamayı unutmuştum o zamanlar. Dolayısıyla sizlerle paylaşamamıştım. Bakalım kısmetse bu yaza anlatırım:)

Brokolinin hazırlanması:

Yeteri kadar brokoliyi bir tencereye koyuyorum. Brokolilerin yarısına kadar - çok az - su koyarak çok kısık ateşte tencerenin kapağı kapalı olarak haşlıyorum. Tencerenin kapağını soğumadan açmıyorum ki brokolilerin rengi değişmesin. Soğuduktan sonra da zeytinyağı, limon ve karabiber karışımına her bir brokoliyi batırarak servis yapıyorum.

Ispanağın Hazırlanması:

Doğradığım ıspanaklara biraz tuz atarak zeytinyağında çok az kavurdum. Fazla kavrulmasını pek sevmiyorum. Hem böyle rengide daha güzel oluyor.

Tavuğun Hazırlanması:

Tavuğun dilediğiniz yerinden yapabilirsiniz bu tarifi. Öncelikle tavuk etini bıçakla keserek yeterli inceliğe getirin - biftek şeklinde - . Tavuk etlerini bir kaba alarak ister tavuk harcı isterseniz de tuz, karabiber, kimyon, kekik ve körüden oluşan bir karışıma bulayın ve az yağlı tavada kızartıp dilimleyin.

Tabağın şekli şemali artık size kalmış :)

Afiyetle...

Atıştırmalık Patates Dilimleri


Zahmetsizce ve çok kısa sürede hazırlanan bir atıştırmalığa, ana yemeklerinizin yanında bir aperatife ihtiyaç duyarsanız, kesinlikle bu harika lezzeti deneyin derim. Patatesin her halini çok seviyorum ve bu halini de kesinlikle çok çok sevdim. Özellikle tane kekik kullandım. Böylece görüntüsü de çok hoşuma gitti. Az malzeme çok lezzet, buyrun tarifi:

Malzemeler:
  • 4 ortaboy patates - elma dilimi olarak kesilecek
  • Tuz
  • Karabiber - 1 çay kaşığı
  • Tane Kekik - 1 tatlı kaşığı
  • Toz Kimyon - 1 çay kaşığı
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
 Yapılışı:

  • Patatesleri elma dilimi olarak hazırlayın.
  • Büyük bir kabın içine patatesleri ve tüm baharatları koyup karıştırın.
  • Sıvıyağı da ekleyip karıştırdıktan sonra fırın poşetine koyarak 190 derece fırında pişirin.
Afiyetle...

Kivi Reçeli


Ne zamandır yazamadım bir türlü. İtiraf ediyorum üşendimama üşenmek şu sıralar hakkım sanırım :) Neyse durun bakalım bugün bir adım attım umarım arkasını getirebilirim.

Kivi reçeli yapmak nerden aklıma geldi diye sorarsanız, bizim evde bir meyve özürü var. Şöyle iştahla meyve yiyen yok malesef ki bunların başında ben geliyorum. Bunu da üzülerek söylüyorum. En sevdiğim meyvelerden olan kiviyi bile aldıktan sonra birkaç tane yedim ve sonrasında 5 adet kivi öylece kalakaldı. Uzun zaman dolapta bekleyen kivielre sonunda acıdım ve bir insan kursağına gidecek ne yapabilirim diye düşündüm. En iyisi kivi reçeli yapmak olacaktı. Aslında muhallebide de kullanabilirdim ama ben muhallebiyi bile kakaolu seviyorum. O nedenle meyveleri muhallebilere çok nadir ekliyorum. Netice nasıl oldu derseniz, ben beğendim. Karanfilin verdiği o güzel koku ile reçel biraz "sıvı" olmuş olsa da hakikaten güzel bir tat oldu.


Malzemeler:

  • 5 adet kivi
  • 1.5 bardak şeker
  • 1.5 bardak su
  • 2 adet karanfil
Yapılışı:

  • Su ve şekeri tencereye alıp kaynamaya bırakın.
  • Kivileri soyun, dilediğiniz gibi doğrayın. ( Benim kullandıklarım yumuşaktı - bekledikleri için - o nedenle çok küçük parçalara ayırmadım ben )
  • Kivileri ve karanfilleri kaynayan şerbetin içine atın. Biraz koyulaşana kadar kaynatın.
  • Soğuyunca cam bir kavanoza koyup buzdolabında muhafaza edin.
Afiyetle...




Şairane Bir Hülya ve Düşündürdükleri



Kaç gündür bloggerı açıyorum, yeni yazı butonuna tıklıyorum ama elim yazmaya gitmiyor. Yeni denediğim tariflerim ve daha önce yaptığım el emeği paylaşmak istediklerim var, beklemedeler şimdilik. Zincirlerimi kıran ise Ahmet Turan Alkan'ın bugün gazetede yazdığı "Şairane Bir Hülya" yazısı oldu. İki çocuklu olunca zamanı iyi değerlendirmek, boş vakitleri verimli kullanabilmek şart. Ben de nokta atışı yaparak Ahmet Turan Alkan'ın yazdığı sayfayı açtım hemen. Geçen pazar yukarıdaki fotoğrafın düşündürdüklerini yazmıştı gazetenin ekinde. Ben de yazıyı okuyup, fotoğrafa bakıp öylece düşünmüştüm "ne kadar da haklı" diye. Fotoğraf, Adile Naşit'in o neşeli filmlerini hatırlatmıştı bana. Sanki sokakta çınlayan çocuk seslerini duydum bir an. Öyle saadetli geldi ki bana o hayat, özendim desem yeridir.
7 bloktan oluşan bir sitede oturuyorum. Her blokta zemini de sayarsak 14 kat var. Bu da demek oluyor ki 56 aile yaşıyor bir apartmanda. Yani biz bir blokta, küçük bir köyün nüfusunu taşıyoruz. Ama kaç daire birbirimizle tanışıyoruz?? Neden müstakil evlerdeki sıcaklıkları böyle yüksek katlı apartmanlarımızda yaşayamıyoruz? Ya da ben daha bu eve yeni taşınmışken, neden hemen bahçeli bir evin hayalini kurmaya başladım? Aç gözlülükten mi? 

Doğduğum, çocukluğumun geçtiği ev... Müstakil bir evde büyüdüm ben. Kendine yeter bir bahçesi vardı. Babamla harmanbiş denen o çamurdan yapılan fırınlardan yapmayı, kardeşimle kayısı ağacına kurduğumuz salıncakta gökyüzüne deymeye çalışırcasına sallanmalarımızı, annemin bahçeye kurduğu minik lunaparkı unutmam mümkün değil. Her evin kardanadamı kendi bahçesinde olurdu, ama birlikte yapardık.. İmece usulü. Yazın, çardaklar altına kurulan sedirlerde çay içmenin ve dahası ılık esen meltemin eşliğinde öğle uykusuna dalmanın keyfi başka hiçbir şeyde yoktu. Arkadaşlarımın kapımıza gelip bana seslenişleri hala kulağımda. Birlikte doyasıya bisiklete binerdik. Öyle ki güneş altında bisiklet sürmekten kapkara olurdu tenimiz :) Akşamları da oyuna devam ederdik. Akşam ezanında evde olmak kuralımızdı. Sonrasında yemeğini yiyen aileler bahçelerinde çaylarını yudumlarlardı. Çoğu kez bir bahçede toplanırdı büyükler. Biz çocuklarsa toplanılan evin önünde sokak lambasının altında cıvıldardık. Ne günlerdi heyhat! Herkes güvenirdi birbirine, evini çocuğunu emanet edebilirdi. Şivlilik toplamaya çıkardık birlikte, çelik-çomak oynardık. Seksek, uzun eşek.. Futbol maçı yapardık, misketlerimiz de vardı. gazoz kapaklarının içine çamur doldurur, birbirimizi ütmeye çalışırdık.

Şimdi biz, iki komşumla internetten tanıştık :) 
Şimdi biz, sabah kahvelerini çoktaan unuttuk...
Şimdi biz büyüyen konforlu gökdelenlerimizde yanlız yaşıyoruz sanki.. Eskiye kıyasla, gerçekten ıssızız...

İyi k iyazdın Ahmet Turan, iyi ki o güzel günleri hatırlattın bana.
Sağol varol...

Ha bu arada..
Müstakil ev yapmaya başlarsan sevgili Toki, ilk müşterin olmayı da gönülden diliyorum...
Toprakla uğraşabileceğim şirin bir evim olsun istiyorum. Konya'da arazi sorunu da olacağını düşünmüyorum, baksana Ahmet Turan yazmış, Hollanda'dan büyüğüz. Hadi ama, müstakil evleri bekliyoruz.. Ve senin başlatacağın  konutta değişim rüzgarını.. Saygılarımla Toki...

Foto buradan

Tahinli Kısır



Kısır sevenler toplansın :)

Önce komşum Fatma'da, sonra da çok sevdiğim arkadaşım Hatice'nin ellerinden yediğim tahinli kısırı nasıl yapsam etsem derken kendimce bir kısır yaptım ve hemen defterime kaydettim. Benim beğenmem çok önemli değil de yiyen dostlardan çok güzel tepkiler alınca - ve hatta birçoğuna tarif verince - hemen sizlerle paylaşmaya karar verdim. Acele yapılacak bir tarif isterseniz, çat kapı gelen misafirlerinize ikram etmek için harika bir tarif bu. 

Bu arada tahinli kurabiye ve özellikle krem şantili kurabiye tarifinden sonra sizlerden çok güzel yorumlar ve mesajlar aldım. hatta birkaç arkdaşım, son verdiğim kurabiye tarifindeki püf noktasının çok işlerine yaradığını bahsetmişler. Deneye yanıla buluyorum birşeyleri ve bunları sizlerle paylaşmayı seviyorum. Birilerine yararımın dokunduğunu bilmek ne güzel... 

Şimdi tarife geçiyorum.
Malzemeler:

2 su bardağı düğü ( köftelik bulgur )
2.5 su bardağı su
1 diş sarımsak
1 kaşık biber salçası
1 kaşık domates salçası
1 çay bardağı sıvıyağ
1 büyük soğan ( veya taze soğan ) - ben yemeklik soğanı tercih ediyorum
yarım demet maydonoz
yarım bardak tahin
Tuz, karabiber

Tahinle ilgili dikkat edilmesi gereken nokta: Öncelikle tahinle ilgili şunu belirtmeliyim, ben evde çifte kavrulmuş tahin kullandığım için kısıra tahini doğrudan ekliyorum. Siz eğer beyaz tahin veya normal kavrulmuş tahin kullanacaksanız bu tahini kısık ateşte bir tavanın içinde biraz kavurmalısınız. 

  • Bir kabın içine düğüyü koyun ve kaynar suyu üzerine ekleyip kabın ağzını kapatın. Demlenmeye bırakın.
  • Diğer taraftan bir tavada sıvıyağ içinde çok çok ince kıyılmış soğanı kavurun. Soğanlar pembeleşmemeli ama iyice kavrulmalılar.
  • Demlenme tamamlanınca maydonoz ve tahin hariç tüm malzemeyi kabın içine alın ve güzelce yoğurun.
  • Son olarak önce tahini karışıma ekleyip yoğurun, her tarafa eşit dağılmasına dikkat edin. En son ince kıyılmış maydonozu da ekleyip çok az yoğurun.
  • Dilediğiniz gibi servis yapabilirsiniz, afiyet şeker olsun :)
 

Bu Halinle Daha Güzelsin :)



Değişiklik iyidir her zaman
İçini açar insanın
Bu yapışkanlı kağıdı aldığımdan beri, mutfağa ne zaman girsem gözüme batar olmuştu masa
Sonunda, Bismillah dedim aldım elime makası
Yaptım yapıştırdım, sonuçtan da çok memnun kaldım.
Masamın üzerinde örtü durmuyordu, araba sürmek isteyen bir minik sürekli örtüyü toplayıp atıyordu
Bu bana kesin çözüm oldu işte :))


Bu da masanın ilk hali
Bu arada, fotoğrafta görünen minderi hatırladınız mı?
Related Posts with Thumbnails