Urfatutkunu daha önce burada sizlerle paylaştığım domateslerimden tatmak istemiş ancak ona kısmet olmamıştı. Sanıyorum o sıralar daha önce bahsettiğim gibi doktor kontrolü çin İstanbul'daydı. O zamandan beri içimde kaldı, kardeşime de domates ikram etmeliydim. Çok şükür ki yeşil olan domateslerimiz - güneşin de etkisiyle - kızardılar. Birkaç gün daha bekleyip kardeşime ikram edeceğim kısmetse. O da başlayacak domateste şu kadar protein var şu kadar şeker var demeye:))
İyiye gidiyor şükür, daha iyi olmasını diliyorum. Bizlerle birlikte tuzlu yemeklerden , tuzlu ekmeklerden yemesini, çok sevdiği çikolatayı tekrar gönül rahatlığıyla tatmasını.. Dualarınız çok kıymetli...
Mini mini reyhan, büyük saksıya alınca büyüyüverdi, öyle güzel kokuyor ki.. Allah neler yaratmış bizler için, çok şükretmeli çok...
Renk renk, desen desen, kokuları binbir türlü bu nimetlere ne kadar şükretmeli. Görebildiğimize, kokusunu duyabildiğimize.. Binlerce şükretmeli... Herşey insanın hizmetinde, herşey bize sunulmuş. Kıymetini bilenlerden oluruz İnşaAllah...
Nanelerimi fotoğraflayamamıştım, artık onların da fotoğrafları arşivime eklenmiş oldu. Nane de giderek üreyen, çoğalan bir bitkiymiş bunu da öğrenmiş oldum. Bir de salatalarda taze nane harika oluyor:))
Biberler de arkada gördüğünüz gibi baya büyüdüler, ama henüz biber vermediler bakalım bekliyoruz:)
Bir de toprakla uğraşmak var ya, saksıda bile olsa çok iyi geliyor insana. Herşeyi emiyor toprak, herşeyi içine çekiyor. Size kalan sadece dinginlik ve huzur oluyor. Gerisi toprakta kayboluyor. Toprakla uğraşmak, harika... Dinlendirici... Mutlu edici...
Belki de mayamız toprak olduğundandır ne dersiniz?
