Fıtri bir olgu olan annelik ve yuvasını koruyup kucaklama, her kadınınen erken tanıştığı hislerdendir. Erkek çocuk arabalarıyla oynamayı tercih ederken, kızlar ellerine oyuncak bir bebek alıp onu ayaklarında sallamaya, biberonla beslemeye, onu koruyup kollamaya çalışırlar. Hatta gördüğüm bazı çocuklar bu hisleri o kadar yoğun yaşıyorlar ki, oyuncakları yaşıyormuşçasına ona annelik yapmakta sınır tanımıyorlar. Peki bu nasıl açıklanabilir? Ona daha minicikken anneliği öğreten kimdir? Elbette kendi annesini modelliyor, onun kendini doyurduğu gibi o da bebeğini doyurmaya çaışıyor. Ama bunu hep kızlar yapıyor, erkekler kamyon kasalarına kum doldurup boşaltırken.. Yani onlar da fıtratları gereği evin dışındaki işleri yerine getirmeye alışma ve çalışma çabasındalar..
Fıtri olarak içimize verilen bu yuva yapıcı - dişi kuş - luk, zamanla sekteye uğruyor, onun önüne başka şeyler geçiyor sanki son zamanlar. Eski anneler yavruları ile bizzat kendileri ilgilenirken, yeni dünyanın yetiştirdiği biz anneler yavrularımızı bir başkasına ( bu kim olursa olsun ) teslim edip, sabahın seher vaktinde evimizden çıkıveriyoruz hiç düşünmeden. Düşünüyoruz aslında. Yeni dünya düzenine göre programlanmış beynimiz anında sıralayıveriyor nedenleri ve sebepleri.. "Çocuğum için" diyoruz, "kariyerim için" diyoruz, "Bir kadının çalışması şart" diyoruz, "okudum boşa mı yoruldum çalışmak zorundayım" diyoruz... Tabi bu mazeretlerin ardı arkası kesilmiyor. Kendimizce biz sıraladıkça vicdanımızı temize çıkarıyor, içimizi ferahlatıveriyoruz.. Peki ya asli görevimiz olan anneliğimiz? Yeni dünya düzeni içimizde - ufacık yaşlarda - filizlenen anneyi öldürdü mü? Değiştirdi mi yoksa? Ne oldu o koruyucu anneye? Yanında olamadığımız çocuğumuzu da bu yeni dünya çarklarında biletiyor, onu da bu şartlara hazırlıyoruz.. Sonra da "Ahh nerde o eski zamanlar " diyoruz.. Oysa biz eski biz olsak, zaman yine eskisi gibi gül kokacak, haberimiz yok..
Unutmayalım, sabahın seherinden akşamın kör karanlığına kadar dışarda olan bir "Anne", asli işini bırakıp teferruatlara takılıp kaldıkça, ne istediği gibi bir evlat yetiştirebilecek, ne de bu kapitalist düzeni doyurup sonunda kendi de kemale erebilecek. Çok işi bir arada yapmaya çalışma çabasındansa, asıl olan ve ASİL olan görevlerimize yoğunlaşalım.. Unutmayalım, Fatih'ler kolay yetişmiyor.. Onları yetiştiren anneler de hala anılıyor yüzyıllar sonra..
Bir çelişki: Bu yazıyı yazan anne de sabah 7den akşam 19'a kadar ev dışında çalışmaktadır??? Ama onun çalışması, yukarda yazılanlarla yaptıklarının çelişmesi, yazılanların doğruluğunu değiştirmiyor.. Vesselam..
Aynı yazı Anarenkler'de de yayınlanmıştır. buradan okuyabilirsiniz...
SEVGİLİ DOSTUM GUNAYDIN.YAZI HARIKA...AMA HERSEYE RAGMEN TERCIHIM ÇALISAN ANNE OLMAK
YanıtlaSilhilalciğim ilk yorumun benden olsun rabbim o kadar güzel duygular içinde yaratmışki anneleri ne kadar değiştik desekte mutlaka bir yerden tekrar duyğularımız yeşeriyor sayğılarımla.
YanıtlaSilarkadaşım annerenklerdeki yazını okudum ve içimden gelenleri oraya yazdım biraz uzun oldu ama yinede tam anlatamadım.
YanıtlaSilALLAH razı olsun çok güzel ve yararlı bir blog hazırlamışsınız
yazı annelerle alakalı olunca yanlışlıkla anne renkeler yazmışım
YanıtlaSil*Sessiz Kelimeler
YanıtlaSilhaklısın, insanın özünde olunca bu aşk, unutmak ne kelime. ama yetememek olabiliyor..
*Işıl
artı ve eksileriyle çalışan anne olmak Işıl.. iyi ve kötü yanlarıyla.. ama hangisi ağır basar onu bir bilemedim gitti..
*Yemek yapalım
canım güzel yorumun için teşekkürler. Bloğumuzu beğenmene de çok sevindim. Annerenklerdeki yorumun için de çok teşekkürler
çok güzel bir konu okudum yazıyı. ben henüz anne değilim, evli de değilim. şu an çalışıyorum ve kadının çalışması gerek diyorum tabi anne olduğum zaman bu değişir mi ya da ne değişir bilmiyorum.
YanıtlaSilhilalcim yazını okudum ,çok güzel yazmışsın ama her çalışan anne için geçerli değil bence,bende çalışan anne den yanayım.bende çok düşünmüştüm hatta sayfamda buna ait bir yazı bile eklemiştim çalışan anne başlıklı.
YanıtlaSilinternette okumuştum,Nisan Psikolojik Danışmanlık Odasından bir uzmanın yazısından alıntı da;
----Kadınların çalışma hayatında daha aktif rol almaları tabi ki çocuklu kadınlar için zor ve problemli bir hale gelebiliyor.Hatta bazılarımız'iyi anneyi olmayı' evde kalıp çocukları ile zaman geçirmek , ev işleri ile ilgilenmek olarak bile algılayabiliyor.Oysaki psikoloji alanında yapılan bir çok araştırma şayet anne duygusal boyutta gereken sevgi ilgi ve bakımı gösteriyorsa çocuğun sağlıklı bir birey olması için bir engel veya sebebin olmadığı saptanmıştır. Hatta buna ek olarak çalışan annelerin çocuklarının daha bağımsız,güçlü,sorumluluk sahibi ve başarı odaklı bireylere dönüştükleri görülmüştür
* Stuven
YanıtlaSilgüzel yorumun için çok teşekkürler, ben de açıkçası çalışma hayatından yanayım, daha doğrusu yanaydım:) ama çocuğum olunca onun evde bensiz kalması durumu, yeterince ilgilenemiyor oluşum beni rahatsız ediyor.
* Kayra'lı Günler
YanıtlaSilcanım güzel yorumun için çok teşekkürler. Paylaştığın yazıyı okudum, beğendim. Ancak ben kaybolan ve geçip giden zamana yanıyorum biraz da. Çocuğumla doyasıya vakit geçirememenin acısı bu işte..
hilalcim annerenklerdeki yazını okuyup yorum yazdım .buradada belirteyim çok hoş bir yazı olmuş yüreğine sağlık sevgiler aeo
YanıtlaSilSevgili Aysesueda;
YanıtlaSilçok teşekkürler canım yorumun için. AEO