DOĞAyı
Ve DOĞAL olanı her zaman tercih etmeli...
Ama günümüz şartlarında öyle zor ki...
Bu belgeseli mutlaka seyretmeli...
İşte aşağıda kısa bir özeti...
Bugün, Amerikan gıda endüstrisi için yetiştirilen bir tavuğun yaşamı
yalnızca altı hafta. Hareket etmelerinin imkansız olduğu daracık
kafeslerde, hiç ışık görmeden yaşıyorlar. O kadar şişmanlatılmış
durumdalar ki, kendi ağırlıklarını taşımaları, ayağa kalkmaları
imkansız. Bugün, Amerikalı bir çiftçinin kendi mısırını üretmesi söz
konusu değil, yalnızca Monsanto’nun genetiği değiştirilmiş ve patenti
alınmış mısırını satın alıp yetiştirebilir . Yine bugün, Amerika’da tüketilen etin hepsi yalnızca dört büyük şirketten geliyor. Tavukların göğüsleri büyüdükçe ve domatesler dayanıklılık
adına genetik olarak değiştirildikçe, her yıl 73.000 Amerikalı E. coli
bakterisinin kurbanı oluyor. Diğer yandan obezite tavana vuruyor ve
şeker hastalığı daha önce görülmemiş oranlara yükseliyor.
Gıda Ltd . Amerikalıların marketlerden aldıkları yiyeceklerin aslında nereden geldiğini ve bunun gelecek nesillerin sağlığı için ne anlama geleceğini anlatıyor . Aynı zamanda, bir takım şirketlerle devlet kurumları arasındaki dostane ilişkiyi anlatıyor ; tüketici sağlığına, tarıma, çiftçilere, hayvan haklarına ve çevreye düşman bir dostluğu . Türkiye 'de GDO'lara karşı yürütülen kampanya döneminde bu filmi izlememiz özellikle önemli; bu anlamda Gıda Ltd . belgeseli bir tür harekete geçme çağrısı gibi. Ne yediğimize dair korkunç gerçekler başka bir dizi gerçekle iç içe geçiyor; endüstriye, sömürüye ve açgözlülüğe dair gerçeklerle... Gıda Ltd . uyandırıyor, şok ediyor ve mide bulandırıyor.
Buradan alıntılanmıştır.
malesef sonumuz böyle giderse hic iyi olmayacak Allah yardim etsin insafsizlardan korusun insallah belgesel tanitimi icin tsklr
YanıtlaSilSevda
YanıtlaSilkesinlikle hiç iyiye gitmiyoruz ama bir de bardağın dolu yanı var ki artık insanlar daha da bilinçli
Türkiye'de et ithal ediyor oralardan ya da mısır tohumu alıyoruz
YanıtlaSilaman ya insan ne yapacağını şaşırıyor : (
2007 yılında tarım danışmanlarına kişisel gelişim seminerleri vermiştim.Çoğu ziraat teknisyeniydi ve onlardan öğrendiğim bilgiler hayatımı aydınlattı bir bakıma. Meğer Türkiye yıllardır GDO lu besinlerle besleniyormuş, tohumlar belirli ülkelerden alınabilirmiş, çiftçinin eli mahkummuş...Çok üzücü. Kendi tarlanıza kendi ürününüzü ekseniz bile ektiğiniz tohumun menşeiini bilmek gerekliymiş.Ve artık bütün tohumlar GDO'luymuş.HAyvanlar ise suni yemden dolayı bir hormon fabrikasıymış...
YanıtlaSilBütün bunlar oluyorken eh tabi bebek mamalarında GDO kurşun aspartam vb olur.
Ortak bir fikir ve tek yürek olmak şart.
Paylaşımınız için size çoooooooook teşekkür ederim. Yürekten teşekkürler.
ben de bloguma beklerim. :)
Sevgilerimle
Aylin